Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nde Başkanlık seçimi 47’inci turda sona erdi. AYM’nin (Anayasa Mahkemesi) Can Atalay kararının uygulanmaması yönünde oy kullanan Hakan Yüksel 112 oy aldı; Mustafa Kurtaran 177 oy alarak kazandı. 20 oy ise boş ve geçersiz saydı.
Mustafa Kurtaran yeni başkan olarak göreve başladı.
DW Türkçe’den Alican Uludağ’ın yargı kulislerinden aktardıklarına göre Kurtaran seçimlerde oy istemek için aradığı bazı üyelere “Artık bu daireden operasyonel kararlar çıkmayacak. Önemli dosyaları dairenin tüm üyeleriyle oturup birlikte karar vereceğiz. Özel heyetler kurmayacağız” dediği belirtildi.
Bu açıklama, geçmişte 3. Ceza Dairesi’nde alınan bazı kararların tartışmalarına gönderme niteliğinde olabilir. Nitekim bazı haber sitelerinde Kurtaran’ın, Dairenin kararlarında tarafsızlık ve hukukun üstünlüğünü vurgulamak amacıyla bu mesajı vermiş olabileceği, yargılamaların standart bir süreç dahilinde, olağan prosedürlere uygun şekilde yapılacağının işareti olarak yorumlanabileceği ifade edilirken, Can Atalay kararında değişiklik beklentisini de doğurdu.
Eski başkan Milliyetçi-ülkücü değerlere daha yakın görülürken, yeni başkanın muhafazakar eğilimlerinin daha güçlü olduğu belirtiliyor.
Mustafa Kurtaran, Yargıtay üyeliğine 2014 yılında seçilmişti.
Yeni mahkeme başkanının Can Atalay kararındaki ‘operasyonel’ ilişiklerin hangi sonuçlara yol açacağı ilgiyle takip edilecek.
‘Hukuk ile Operasyonel Karar’ Bağlantısı Nedir?
Bilindiği gibi, AYM Can Atalay’la ilgili hak ihlali kararına Yargıtay, ‘Hukuki değeri yok’ diyerek uymamıştı. Yargıtay 3. Ceza Dairesi, AYM’nin ‘hak ihlali’ gerekçesini tanımayıp kararın “jüristokratik” bir davranış olduğunu savunan bir açıklama getirmişti. (Jüristokrakrasi, yargıçlar yönetimi anlamına geliyor. Demokrasinin aksine, yargıçların oligarşik bir yönetim oluşturmasını tanımlıyor ve eleştirel bir anlam taşıyor.)
Yeni Başkanın “Artık bu daireden operasyonel kararlar çıkmayacak. Önemli dosyaları dairenin tüm üyeleriyle oturup birlikte karar vereceğiz. Özel heyetler kurmayacağız” ifadesinin içeriğini kamuoyu ilgiyle takip edecek.
Kamuoyunda tartışılan bir soru da şu: ‘Hukuk ile Operasyonel Kararlar’ arasında nasıl bir bağlantı var? Demokratik bir hukuk devletinde mahkeme kararlarına nasıl bir ‘operasyon’ çekilir; kimler, ne türde ve kimin çıkarına hukuk çerçevesindeki bir konuya yargıçlar nezdinde bir ‘operasyon’ yapar ya da yapabilir mi?.. Ya da Yargıçlar buna nasıl izin verir ya da verir mi?… Eğer bu mümkün ise, demokratik hukuk devleti ile rejim sorunlarının tartışmaları hukuk içinde nasıl yapılır ya da ‘yapılabilir mi?