Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Koronavirüs salgını sebebiyle yaşadığımız zorlukların özellikle ülkemiz ve milletimiz için yeni müjdelere kapı aralayacağına inanıyoruz. Ümidimiz ve beklentimiz odur ki Allah’ın izni ve inayetiyle Türkiye bu salgın sürecinden çok daha güçlenerek çıkacaktır.” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Dolmabahçe Ofisi’nde Uluslararası Demokratlar Birliği (UID) Kadın Kolları ve Gençlik Kolları MKYK üyelerini kabul etti.
Son bir yıldır koronavirüs salgını sebebiyle insanlığın sancılı ve sıkıntılı günler geçirdiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şimdiye kadar dünya genelinde yaklaşık 3 milyon insanın hayatına mal olan salgının dalgalar halinde yayılmayı sürdürdüğünü belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında ”TAMAM diyerek sloganlaştırdığımız temizlik, maske, mesafe kurallarına riayet ederek inşallah bu hastalığın üstesinden hep birlikte geleceğiz.” dedi.
”Rabb’imiz mukaddes kitabımız Kur’an-ı Kerim’de bize her zorlukla beraber muhakkak bir kolaylığın olduğunu müjdeliyor. Koronavirüs salgını sebebiyle yaşadığımız zorlukların özellikle ülkemiz ve milletimiz için yeni müjdelere kapı aralayacağına inanıyoruz. Ümidimiz ve beklentimiz odur ki Allah’ın izni ve inayetiyle Türkiye bu salgın sürecinden çok daha güçlenerek çıkacaktır. Hazreti Mevlana’nın hikmet dolu sözlerinden ilhamla ifade edecek olursak, karanlığın ardındaki güneşler inşallah çok yakında doğacaktır. “
Milletin sıkıntısını siyasi ikbal kapısı olarak gören muhterislere aldırmadan tedbire sarılıp, takdire teslim olarak salgınla mücadeleye devam edeceklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Diğer yandan dünya tarihine baktığımızda bu tür önemli hadiselerin küresel ölçekte değişimlere de yol açtığını görüyoruz. Koronavirüs de dünya sisteminde kırılmalara sebep olacak birçok alanda yeni bir dönemin kapılarını da aralayacaktır. Anavatanınız Türkiye, bu yeni sürece en hazırlıklı giren ülkelerden biridir. Dünya ekonomilerinin ciddi daralmalar yaşadığı böyle bir dönem içinde 2020 yılında elde ettiğimiz yüzde 1,8’lik büyüme oranı bunun en önemli işaretidir. Son bir yıldaki tecrübelerimizin bizim sık sık vurguladığımız eski Türkiye ile yeni Türkiye arasındaki farkı açıkça ortaya koyduğuna inanıyorum.” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin salgınla mücadeledeki örnek başarısının bilhassa yurt dışındaki vatandaşlarca çok daha iyi görülüp daha fazla takdir edildiğini söyledi.
Türkiye’nin hiçbir ücret almadan en ileri standartlarda sunduğu hizmetlere Avrupa’nın birçok ülkesinde ciddi meblağlar ödenerek ancak ulaşılabildiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Avrupa’da günlerce test sırası bekleyen, ilaca erişemeyen, ambulans bulamadığı için evde vefat eden, hastane kapılarından geri çevrilen nice vatandaşlarımızın olduğunu da biliyoruz. Hamdolsun Türkiye olarak ne sınırlarımız içinde ne de elimizin uzanabildiği bölgelerde böyle manzaraların yaşanmasına müsaade etmedik. Krizin başından bu yana 142 ülkeden 100 bini aşkın vatandaşımızı Türkiye’ye getirdik. Yine 380’in üzerinde insanımızı yurt dışından ambulans uçaklarımızla ülkemiz hastanelerine naklettik.” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, paylaşmanın bereketine, dayanışmanın gücüne inanan bir millet olarak en zor günlerinde ihtiyaç sahiplerine sırt dönmediklerini belirterek, bugüne kadar 157 ülke ve 12 uluslararası kuruluşa yardım göndererek Türkiye’nin ve Türk milletinin alicenaplığını tüm dünyaya gösterdiklerini ifade etti.
“Türklerin ötelendiği, hor, hakir görüldüğü günler artık geride kaldı”
“Bundan sonra da nerede yaşarsa yaşasın tüm insanlarımıza ulaşmaya, onların dertleri ile sıkıntılarıyla hemhal olmaya devam edeceğiz.” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
“Avrupalı Türkler, 1960’lı yıllardaki misafir işçi kimliğini uzun bir zaman önce geride bıraktılar. O iş bitti. Bugün Avrupa genelinde yaklaşık 6 milyon insanımız var. Bir dönem sadece işçi, emekçi olarak çalışan kardeşlerimiz, hamdolsun artık iş dünyasından ticarete, eğitimden akademiye, sivil toplumdan siyasete geniş bir yelpazede varlık gösteriyorlar. Avrupalı Türklerin yaşadıkları ülkelerin siyasi, kültürel, ekonomik ve sosyal hayatına daha fazla katkıda bulunduklarını görmekten gurur duyuyoruz. Özellikle kadınlarımızın ve gençlerimizin hayatın farklı kulvarlarında en ön safta yer aldığına şahit oluyoruz. Türklerin ötelendiği, hor, hakir görüldüğü, dışlandığı, sadece belli mesleklere, belli sektörleri hapsedildiği günler artık geride kaldı. O iş bitti. Her zaman söylediğimiz gibi sizlerin başarısı, bizim başarımız, milletimizin başarısıdır bunu böyle bilin. 84 milyonun her bir ferdinin iftihar kaynağıdır.”