DOLAR
EURO
STERLIN
FRANG
ALTIN
BITCOIN

ÇOCUK YAŞTA ÇALINAN HAYATLAR

Yayınlanma Tarihi : Google News
ÇOCUK YAŞTA ÇALINAN HAYATLAR

Bugün Manisa’daki dostlarımla sohbet ettikten sonra yürüyüşüme devam ettiğim esnada bir çocuk gözüme ilişti küçük çocuğun üzerinde eski tip bir elbise vardı ve çöp konteynırından yiyecek toplamaya çalışıyordu. Utana sıkıla birazda üzgün bir şekilde hemen gözüm simit poğaça satan bir yer aradı ve poğaça alıp bir solukta kendimi 14-15 yaşlarında olan çocuğun yanında buldum. Aldıklarımı çocuğa uzatarak almasını rica ettim. Çocuk önce yüzüme baktı ve daha sonrada teşekkür ederek kendisine ikram ettiklerimi aldı.

Çocuğun yanından ayrıldıktan sonra bir an durdum ve düşündüm bugün 23 Nisan’dı yani Atatürk’ün bugünün çocukları yarının büyüklerine armağan ettiği bayramın adıydı ve böyle bir önemli bayramda adının Mustafa olduğunu öğrendiğim 14 yaşında ki çocukla çöp konteynırından yiyecek toplarken tanışıyordum. Peki ya diğer çocuklar, onların durumu nasıldı?

Eski bayram günleri geçti gözümün önünden bayram günü evdeki en yeni hangi elbisemiz var ise onu giydirirdi Annemiz ve okul bayram törenlerine katılmayacaksak Annemizin, Babamızın elini tutar bayram kutlamalarını en önde seyretmek için sabahın erken saatinde kendimizi tören alanında bulurduk. ‘Bugün 23 Nisan neşe doluyor insan’ derdik. Şimdi bayramları maalesef bir bayram tatili fırsatı olarak görüyoruz maalesef. Maalesef ki çocuk suç oranları artıyor her geçen gün, maalesef henüz oynama ve okula gitme çağındayken gelinlik elbisesi giydirilerek çocuk yaştayken çocuk sahibi oluyor genç kızlarımız. Türkiye İstatistik Kurumu açıklamalarına göre 83 Milyonluk Türkiye nüfusunun 23 milyon 768 bini çocuk. DİSK/Genel-İş Araştırma Dairesi tarafından hazırlanan “Türkiye’de Gelir Eşitsizliği ve Yoksulluk” raporuna göre ekonomik kriz, 1 milyondan fazla yeni işsiz yarattı. Türkiye’de 16 milyon kişinin yoksul, 18 milyon kişi ise yoksulluk riski ile karşı karşıya olduğu belirtilen rapora göre Türkiye’de en zengin ile en yoksul arasındaki gelir eşitsizliği 8.7 katı buldu.

Bu acı gerçek TÜİK açıklamalarıyla bir kez daha yüzümüze çarptı. Bununla da bitmiyor acı gerçekler tablosu. Cezaevlerine giren çocuk sayısı da her geçen gün artıyor. 2013’te cezaevindeki 161 bin 711 mahkumdan, 6 bin 132’si çocuktu. Hapisteki çocukların oranı 2009’da yüzde 1.5 iken, 2013’te bu oran yüzde 3.8’e çıktı. 2020 yılında Adalet Bakanı Abdülhamid Gül’ün açıklamasına göre cezaevindeki çocuk sayısı 2 Bin 910’u buldu ve ne yazık ki, çocuk suçlarında yüzde 35 ile hırsızlık ilk sırada yer alıyor.

Yine TÜİK’in verilerine göre Türkiye’deki ”çocuk gelin” sayısı 200 bini aşmış durumda. Türkiye Üniversiteli Kadınlar Derneği’nin açıklamasına göre ise 18 yaşından küçük kızını evlendirmek için mahkemeye dava açan ailelerin sayısında bir önceki yıla göre yüzde 94,2 artış yaşanmış. Bunun yanı sıra her ne kadar son düzenlemelerle cezai müeyyideler arttırılmış olsa da özellikle Doğu ve Güneydoğu illerinde başlık parası maalesef devam ediyor, çocuk sayısını söylerken sadece erkek çocukları söyleniyor kız çocukları ise görmezlikten geliniyor.

Erken yaşta evlilikler, kız çocuklarının kendilerini koruyamayacak yaşta evlendirilmeleri, en temel insan hakkı olan eğitim haklarının önündeki en büyük engeldir. Nüfusun yarısı olan kız çocukları ve kadınların eğitim fırsatından yoksun kalması, ülkenin gelişmesini, kalkınmasını ve demokratikleşmesini engelleyecektir. Türk Medeni Kanunu’na göre evlilik yaşı, 17 yaşını bitirme koşuluna bağlıdır. Türk Ceza Kanunu’na göre de resmi nikah yapılmadan evlendirilme bir suçtur. Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne göre de 18 yaşına kadar her insan çocuktur, korumak ve desteklemek gerekir. Ama adeta tüm bunlar görmezlikten geliniyor ve çocuk yaşlarda ki kız çocukları gelin olmaya hatta anne olmaya devam ediyor.

Yine kaderin bir cilvesi olarak bir şekilde anneleriyle birlikte cezaevine giren çocukların durumu da içler acısı. Bu durumda ki çocuklar annelerine cezaevlerinde hem yoldaşlık, hem arkadaşlık yaparlarken yaşadıkları trajedi tamamen içler acısı. Yıllar önce Uçurtmayı vurmasınlar isimli bir filmde bu durumdaki bir çocuğun durumunu bazen gülümseyerek bazen de gözyaşlarımıza hakim olamayarak izlemiştik. Şimdi bu durumdaki çocuklarımız için yeni bir projeyle birlikte adeta bir umut ve hayata tutunma ışığı belirdi. Anneleri cezaevinde olduğu için parmaklıklar arasında yaşamak zorunda kalan 0-6 yaş arası cezaevi çocuklarının oyun ve eğitim imkânlarının iyileştirilmesi için “İçerde çocuk var” adıyla bir sosyal proje başlatıldı. Bu projeyle Türkiye genelindeki 8 kadın ceza infaz kurumundaki anaokullarının iyileştirilmesi amaçlanıyor. Proje, cezaevi çocuklarına öğrenebilecekleri, eğlenebilecekleri eksiksiz bir anaokulu ortamı oluşturmak, yeşil alanlar yaratarak doğayla tanışmalarını sağlamak, gelişimlerine uygun yemek hazırlanabilecek mutfak inşa etmek ve dış mekân oyun alanı kurarak cezaevi içinde özgür bir yaşam alanı yaratmayı hedefliyor.

Bir tarafta 23 Nisan’la ilgili güzel mesajlarla, bir taraftan bir günlükte olsa çocukların kendilerini şanslı hissettikleri anlarla, bir taraftan da yüzümüze tokat gibi çarpan uçurumun kenarındaki çocukların yaşadığı trajedilerle bu önemli bayramı da geride bıraktık. Ümit ediyorum ki bir sonraki bayrama kadar; Yumsun artık gözlerini karanlık günler, gökyüzü aydınlansın . Sona ersin açlıklar, çocuk yaşta çalınan hayatlar. Çocuklar bayramlıklarını giyebilsinler, çocuk olmanın güzelliğini doya doya yaşasınlar…

YORUM YAP