DOLAR
EURO
STERLIN
FRANG
ALTIN
BITCOIN

‘Türkiye ile Çin arasında imzalanan Suçluların İadesi Anlaşması yürürlüğe girmemeli!’

Yayınlanma Tarihi : Güncelleme Tarihi : Google News
‘Türkiye ile Çin arasında imzalanan Suçluların İadesi Anlaşması yürürlüğe girmemeli!’

Gelecek Partisi’nin Türkiye genelinde düzenlediği “Doğu Türkistan Yalnız Değildir. Doğu Türkistan Kadınlarının Sesiyiz” başlıklı imza kampanyası Gelecek Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu’nun açıklaması ile basına duyuruldu.

8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü Çin zulmüne uğrayan Doğu Türkistanlı Uygur, Kırgız, Kazak kadınlarına armağan eden Gelecek Partisi 8 Mart ile start alarak tüm Türkiye genelinde Sivil Toplum ve Halkla İlişkiler, Sosyal Politikalar, İnsan Hakları ve Dış İlişkiler Başkanlıklarının eşgüdümünde imza kampanyası başlattı. Bugün ise Gelecek Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu başlatılan imza kampanyasının detaylarını kamuoyu ve basın ile paylaşarak, Türkiye’deki mevcut hükümetin ve koalisyon iktidarının Çin politikalarını eleştirdi.

Doğu Türkistan imza kampanyası hakkında uluslararası kuruluşlar başta olmak üzere, Birleşmiş Milletler (BM), Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM), Cumhurbaşkanlığı ve tüm siyasi partiler bilgilendirilirken, BM temsilciliğine bir mektup ekinde iletilen dosyaların Cenevre ve New York’taki BM Merkezlerine ulaştırılması hususunda aracılık etmeleri talebinde bulunuldu.

Gelecek Partisi Genel Merkezi’nde gerçekleşen programda konuşan Genel Başkan Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu, hükümetin Çin politikasını eleştirdi. Davutoğlu, “Bugün Ankara’da oturan iktidar Cumhurbaşkanı ve onun ortağı Sayın Bahçeli, ne yerlidir ne de millidir! Doğu Perinçek ne kadar yerliyse bunlar o kadar yerli. Doğu Perinçek ne kadar milliyse bunlar o kadar millidir. Ancak Doğu Perinçek’ten izin aldıkları kadar Çin ile konuşabilirler. Yazıktır, günahtır, utanç vericidir, yeter artık kimin peşinden gidiyorsunuz? Niçin susuyorsunuz?” diye sordu.

Gelecek Partisi Lideri Ahmet Davutoğlu, konuşmasının bir bölümünde şu ifadeleri kullandı:

”Bugünkü hükümet son yıllardaki suskunluğu ile insanlık vicdanından kopmuştur. Sayın Cumhurbaşkanı Birleşmiş Milletler kürsüsünden her fırsatta dönüp dünya 5’ten büyüktür diyor ve bunun siyasi primini Türkiye’de istismar ederek kazanmaya çalışıyor ama o 5’ten biri olan Çin’in Doğu Türkistan’da kendi öz gardaşlarımıza yaptığı zulüm karşısına sessiz. Ankara’da hükmeden Bakanlar, yetkililer, Milli Güvenlik Üyeleri her şeyi konuşup eğer Doğu Türkistan’ı konuşmuyorlarsa insanlık vicdanından kopmuş demektir.

‘NATO ZİRVESİ’NDE ACABA CUMHURBAŞKANI UYGUR MESELESİNİ AÇTI MI?’

NATO Zirvesinde acaba Sayın Cumhurbaşkanı herhangi biri ile Uygur meselesini açtı mı? 1915 olayları ile ilgili ‘hamdolsun gündeme gelmedi’ dedi. Muhtemelen Uygur meselesi sorulsaydı da ona da ‘hamdolsun gelmedi’ derdi muhtemelen. Çünkü gündeme gelse söyleyecek sözü yok. Bütün bir insanlık ayağa kalkmış. Birleşmiş Milletler Soykırımı Engelleme ve Cezalandırma Sözleşmesinin açık hükümleri ihlal edilmiş, bağımsız birçok kurul Birleşmiş Milletlerin soykırım sözleşmesinin Doğu Türkistan’da ihlal edildiğini ortaya koymuş, Amerika, İngiltere, Kanada, Litvanya, Hollanda, Çek Cumhuriyeti, Belçika, Finlandiya, Yeni Zelanda ve daha birçok ülke farklı düzeylerde Çin’i soykırım yapmakla suçlamış açık tavır almış bu konuda. Dünyanın öbür ucundakiler ayağa kalkarken Ankara’dakiler mazlum milletlere ilham olmuş olan İstiklal Savaşı’nın merkezi olan Ankara ve Gazi Meclis susuyor. Arkadaşlar! Yeri göğü inletmemiz lazım.

“İNSANLIĞI KAYBETMENİN, MİLLİ HASSASİYETLERİ DUMURA UĞRATMANIN BEDELİ NEDİR SAYIN ERDOĞAN, SAYIN BAHÇELİ?”

Arada sırada milliyetçilik iddiasındaki Sayın Bahçeli Yusuf Has Hacib’ten Kutadgu Bilig’ten sözler aktarıyor grup toplantısında bir tane MHP milletvekili kalkıp da veya bir tane ehli vicdan kalkıp da şunu sormuyor: “Sayın Bahçeli Yusuf Has Hacib’in Kutadgu Bilig’i yazdığı yerlerde şuanda ne var? Niye susuyorsunuz nedir bunun bedeli? İnsanlığı kaybetmenin, milli hassasiyetleri dumura uğratmanın bedeli nedir Sayın Erdoğan, Sayın Bahçeli nedir? Kimler sizi susturuyor. Sayın Bahçeli içeride dışlayıcı kutuplaştırıcı bir dil geliştirmek gerektiğinde aslan kesiliyor ama dışarıda Türk dilinin, İslam inancının gereğini yapmaktan mahrum bırakılmış Doğu Türkistanlılar olduğunda sesi çıkmıyor. Bugün Ankara’da oturan iktidar Cumhurbaşkanı ve onun ortağı Sayın Bahçeli, ne yerlidir ne de millidir! Doğu Perinçek ne kadar yerliyse bunlar o kadar yerli. Doğu Perinçek ne kadar milliyse bunlar o kadar millidir. Ancak Doğu Perinçek’ten izin aldıkları kadar Çin ile konuşabilirler. Yazıktır, günahtır, utanç vericidir, yeter artık kimin peşinden gidiyorsunuz? Niçin susuyorsunuz? Eğer susmanız birkaç milyar dolarlık swap anlaşması içinse önce kaçıp giden hazine bakanlığına sorun 128 milyar doları buharlaştırıp Türkiye’yi birkaç milyar dolara Çin’in sömürgesi gibi sessiz kalmaya zorlayan o şartları kimler doğurduysa ondan hesap sorun. Türkiye Cumhuriyeti Devleti bağımsız bir devlettir ve İstiklal Savaşı’nın şehitlerinin kanları üzerine kurulmuştur. Ne Çin’in ne Amerika’nın ne Rusya’nın ne de herhangi bir gücün baskısı karşısında susmaz. Ankara’da oturanlar susamazlar!”

BU AZİZ TOPRAKLAR SİZE AİTTİR’

Gelecek Partisi teşkilatlarının Doğu Türkistan için düzenledikleri imza kampanyalarının valiler tarafından engellenmek istendiğini hatırlatan Gelecek Partisi lideri, Türkiye’nin çeşitli yerlerinde protesto gösterileri düzenlemek isteyen Uygur Türklerinin de polis tarafından sert müdahale ile karşı karşıya kaldığını belirterek “Sizlerin benimsediği bir gösteri olsa her türlü imkan sağlanırken Uygurlar, kendi onurları için sadece bir açıklama yapacakları zaman hangi hakla, kim onları yerlerde sürükler. Burası Türkiye Cumhuriyeti Devleti. Bu ülkenin her yerinde Uygurlar, Kırgızlar, Kazaklar, Çerkezler, Boşnaklar, Abazalar, Kürtler, Arnavutlar, nerede baskıyla karşılaşırlarsa karşılaşsınlar bilsinler ki bu aziz toprak onlara aittir” dedi.

Geçmişte Bulgaristan, Bosna-Hersek, Azerbaycan, Çeçenistan ve Irak’ta yaşanan soykırımlardan örnek veren Davutoğlu, bu topraklarda soydaşlarımızın zulüm gördüğünde Türkiye’ye baktıklarını hatırlatarak “Uygurlar da Doğu Türkistan’dan baktıklarında Türkiye’yi yerde sürüklendikleri bir ülke olarak değil, kendi öz toprakları olarak görmeli ve kendi öz topraklarında sahip oldukları haklara sahip olmalıdırlar” diye konuştu.

“BİZİ ÇİĞNEMEDEN KİMSE TEK BİR UYGUR KARDEŞİMİZİ ÇİN’E TESLİM EDEMEZ”

Türkiye ile Çin arasında imzalanan Suçluların İadesi Anlaşmasına da değinen Ahmet Davutoğlu, bu anlaşmanın yürürlüğe girmemesi gerektiğinin altını çizerek Türkiye’deki Uygurlara şu mesajı verdi: “Sakın ha çekinmeyin, sakın ha bir gün sıra bize de gelir diye düşünmeyin. Gerekirse sizin önünüzde siper oluruz ama bizi çiğnemeden kimse tek bir Uygur kardeşimizi Çin’e teslim edemez. Sonuna kadar sahip çıkacağımız bilinsin. Filistin’e, Arakan’a nasıl sahip çıktıysak Doğu Türkistan’a da sahip çıkacağız.”

Çin’e düşman olmadıklarına dikkat çeken Davutoğlu, Çin medeniyetine saygı duyduğunun altını çizerek “Bu yaptıklarınız Çin medeniyetinin değerlerine de aykırıdır” ifadesini kullandı. Davutoğlu, sözlerine şöyle devam etti: “Bu yaptıklarınız Konfüçyüs, Tao değerlerine de Asya değerlerine de aykırıdır.”

Davutoğlu, Çin’in Asya’nın doğusunda, Türkiye’nin ise Asya’nın batısında güçlü iki devlet olduğuna işaret ederek “Eşitler arasında olabilecek her türlü iş birliğine varız ama asla dikteye gelmeyiz. Ama asla zulme sessizliğe gelmeyiz, zulüm karşısında teslim olmayız. Bu böyle biline” ifadelerini kullandı.

YORUM YAP