Bugün halk ozanlarıyla birlikteyiz; halkın acıları sevinçleri kederlerine ortak ve seslerini duyurmada cesur nefesleri olan Halk Ozanlarımız… Yaşayışlarını halkla birlikte, halk içinde sürdüren, onlarla birlikte et-tırnak olan; tecrübelerini hayat üniversitesinin süzgecinden geçirip, halk gönüllerindeki dil’e getirişleri, yine halk diliyle anlatan ozanlarımız onlar.
Kültür Bakanlığı’ nın tescilli Halk Ozanları olan Ali Bulut ve Aşık Osman Erten (Feryadi) ile 6 Nis 2020’de yaptığımız görüşmeyi arşivimizden formathaber için yayınlıyoruz. Bir çay ocağının hemen önünde, Manisa Celal Bayar Üniversitesi’ nden Muzaffer Çandır Hocamızla birlikte çaylarımızı söyledik; muhabbete başladık.
Röportajı Osman Özbaş hazırladı.
Halk Ozanlığı üzerine bazı sorularım olacak, Ali Bulut Ağabey, kendinizi biraz anlatır mısınız?
Çiftçilikle uğraşıyorum, emekliyim. Âşık geleneğinin bir temsilcisi olmaya çalışıyorum; Âşıklık çok güzel bir duygu. Gönülden geçeni, yaşadıklarımızı kaleme almaya çalışıyoruz. Heceli olarak yazıyorum, biri sekiz hece, diğeri 11 hece. Sema ve koşma tarzı.
Siz önceki yıllarda Âşıklar Festivali’nde birinci oldunuz, neydi bu program acaba?
Sivas’ta, Aşık Veysel Şiir Yarışması programında olduk. Bu tür Festivallerin, Şenliklerin düzenlenmesi çok önemli. Âşıklık geleneği Türkiye’de çok eski, yeni aşıklar için seslerini duyurabilecek alanlar var mı, çok sınırlı. Eskiden Âşıklar kahveleri olurdu, orada programlar yapıyorduk. Bazen Âşıklar Bayramları düzenleniyor, mesela İzmir’de birkaç yere gittik. Alaşehir’de, Ankara’ da gittik.
Halkın Âşıklarla iletişimi nasıl sizce?
Kopuk sayılır. Pek öyle gönül veren de yok, özenen de yok.
(Resimde soldan sağa, Ali Bulut, MCBÜ Halk Bilimi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi, Dr. Muzaffer Çandır, Aşık Osman Erten(Feryadi) ve Osman Özbaş)
Âşıklar ve Halk arasındaki bu kopukluk toplumda neye sebep oluyor; halkın duygularını ifade edişle eksikli olarak görüyor musunuz?
Mutlaka bir eksiklik verir.
…
Diğer ozanımız, Âşık Osman Erten namı-ı diğer Feryadi.
Âşık Osman Erten, kendinizi biraz anlatır mısınız?
Mahlasım Feryadi. Biliyorsunuz Halk ozanlarında bir mahlas olur. 14 yaşından beri halk ozanlığı, Âşıklık geleneğini yaşatmaya çalışıyorum. Halk Ozanları Derneğimiz var, oranın dernek başkanıyım.
Âşık olmak, türkü söylemek ne anlam ifade ediyor?
Bu toplumun temel seslerinden biridir türkülerimiz; Âşıklarımız ise, türküler ve ifade ediş tarzlarındaki ‘nefes’ tir… Gerçek bir halk kültürüdür.
Âşıklar Şenlikleri bu açıdan önemli değil mi, topluma kendi nefesini-sesini duyurmak açısından…?
Evet, zaten Türkiye genelinde çeşitli programlara katılıyoruz. Bu kültürü canlandırmaya, yaymaya çalışıyoruz. Manisa Celal Bayar Üniversitemizde de birkaç kez Âşıklar Bayramı, Festivali yaptık; Belediye bünyesinde yaptık. İsterim ki bunun her sene geleneksel hale getirelim. Kurumlar destek verse, Belediyemiz, Valilik, Üniversite, -Üniversite bir ilim irfan yuvası-… Hatta daha da ileri gidersek bir sene 37 tane öğrenci yönlendirdiler bana, Halk Edebiyatı dersi alırken öğrencilere bizler de halk hikâyeleri anlattık. Böylece Halk edebiyatı ve Âşıklar geleneğinin bir sentezi oldu, çok hoş oldu. Bu çalışmaların sürdürülmesini isteriz. Hem üniversite öğrencileri arasında hem Halkla kaynaşmak açısından da toplumun köklerine inmekte bu geleneklerin yaşatılması çok önemli.
Ali Bulut ve Aşık Osman Erten ile konuşmalarımız Şair olmak, sanatçı olmak üzerine yoğunlaştı bir ara; dedikleri şu: ‘Hayat üniversitesini özgün-farklı bir cephesidir sanatçıların deneyimi; bunları aktarmak çok önemlidir. Bizler deliden âlimden, akıllıdan berduştan, her çeşit insandan gönül özlerini toplarız!’’
…
Masada Üniversitemizden Muzaffer Hocamız da var.
Muzaffer Hocam (Çandır) Âşıklık geleneği, halk üniversitesi ve sanat arasında nasıl bir iletişim vardır?
Âşıklık bizim geleneğimizin 16. Yüzyıldan itibaren başlayan bir sanat alanıdır. Âşık Edebiyatı diye de, Halk Edebiyatının önemli bir kolu var, okullarda da üniversitelerde de bu anlatılıyor. Ben Halk Edebiyatında hoca olarak üniversiteden mahalli sanatçılarımıza-aşıklarımıza-şairlerimize irtibat kurmaya, onların şiirlerini yazdığımız yazılarla duyurmaya çalışıyorum. Başta Valilik, Belediye ve üniversitenin bu sanata, bu kültüre, bu geleneğin devamına destek vermesi lazım. Hep mahalli festivallerdeki ‘pop sanatçılarına verilen ücretler’ karşılaştırılır ya, onlara ayrılacak bütçenin onda biriyle Âşıklar Festivalleri yapılabilir. Geleneksel sanatçılarımıza, edebiyatımıza dikkat etmeliyiz.
Biz 2017’ de Türkiye’ nin çeşitli bölgelerinden gelen 15 tane Âşıkla bir şenlik yaptık; Âşıklar Festivali düzenledik. Sonra biz bunu kitaplaştırdık: ‘Âşıklık Geleneği ve 1. Âşıklar Şenliği’ diye… Buraya katılan bütün Âşıkların hayatlarını kısaca anlatıp seçme şiirlerinden on beş- yirmi tanesini koyduk. Küçük çaplı bir antoloji oldu. Onun dışında Âşık Erol Ergani diye şu an İzmit’ te yaşayan önemli bir âşığımız o da, onun hayatını hazırladık, şiirlerinden düzenledik, böyle bir kitap çıktı. Yani bu tür çalışmalar var. Her Âşık tabii kendisinin şiirlerinin yayınlanmasını istiyor, kaybolup gitmesini istemiyor; buna destek verilmesini istiyor. Mesela Âşık Osman Erten, Ali Canani ‘nin kitaplarını yayınlayabiliriz destek bulabilirsek.