DOLAR
EURO
STERLIN
FRANG
ALTIN
BITCOIN

EĞİTİM NASIL BU HALE GETİRİLDİ-2?

Yayınlanma Tarihi : Google News
EĞİTİM NASIL BU HALE GETİRİLDİ-2?

15 Eylül 1954 Pazartesi günü İlkokula başladım, ilk gün okulun bahçesinde toplandık, isminin daha sonra öğrendiğim müdür yardımcısı ve küçük amcamın bacanağı olan rahmetli Zahit OYMAN Bey düdük çalarak: ” Geçin sıraya, geçin kuyruğa.” diye bağırınca korkudan hemen kuyruğa geçtik. Tam 70 seneden beri kuyrukta ve sıradayım. İlk iki sene sadece çizgi çizmesini, harfleri, sayıları ve büyük harfle yazı yazmasını öğrendik.

Üçüncü sınıftan itibaren Kerrat Cetvelini ( Çarpım tablosunu) ezberlemeye başladım, çıkarma ve bölmeyi iyi öğrendim ama toplama ve çarpmayı hayatım boyunca öğrenemedim bu yüzden kimseyi çarpamadım. Aritmetik dersinde süt ile ilgili bir problemi öğrendim: ” Mehmet efendi köylüden beş litre sütü 50 kuruştan aldı, iki litre su kattı, süt kaç litre oldu, litresini 75 kuruşa sattı, kaç ,lira kazanda, kar oranı yüzde kaç oldu?” Böylece 10 yaşında süte su katıldığını ve sahtekarlığı öğrenmiş oldum.

Öğretmenin sorduğu soruya doğru cevap veremeyince kara tahta önünde tek ayak üstünde bekletiliyorduk, çöp kovasının yanında zil çalana kadar beklemek de vardı. Bazen bayan öğretmenimiz rahmetli M.E. Hanım ödevimizi yapamazsak, sorulara doğru cevap veremezsek sınıftaki bazı zengin çocuklarının eline cetvel, ince çubuk verir ve bizim avuçlarımıza vurdururdu. Böylece zengin- fakir farkını o yaşta öğrenmiştim.

Her sene 10 Kasım Atatürk’ün vefatının yıl döneminde Anma Programları hep aynı idi, aynı şiirler okunurdu, bayan öğretmenler hep ağlardı ama Atatürk’ün bilinmeyen yönlerini, ilkelerini, başarılarını hiç anlatmazlardı, okulda belli kalıpların dışına çıkamamıştık.

Ortaokul birinci sınıfta ilk defa İngilizce kelimeleri duyuyordum, öğretmenimiz A. A. 45 dakikalık derste, bir konu işler, yazılı sınav yapar, sınav kağıtlarını okur ve üstüne de sözlü sınav yapardı, sonuçları okuyunca sanki 20 kolonluk Spor- toto oynamış gibi oluyorduk, 0-1-2 Bir gün T.H. isimli köyden yeni gelmiş bir arkadaşımıza konuyu okumasını söyledi, arkadaşımız İngilizce cümleyi yazıldığı gibi okuyunca” Köpek Herif” diyerek dövdü ve çocuğu dışarı attı. T.H. bir daha okula gelmedi, yıllar sonra sinemanın önünde Dombala çektirirken ve Üç Kağıt atarken görünce çok üzülmüştüm oysa eğitimde harcanacak bir tek gencimiz olmamalıdır.

 

EN KÖTÜ BİR OKULUN VERECEĞİ EĞİTİM EN İYİ SOKAK EĞİTİMİNDEN DAHA İYİDİR.

 

Tarih dersimize bir ilkokul öğretmeni geliyordu, Hamurabi, Babiller v.s. bizimle ilgisi olmayan boş bilgileri ezberliyorduk. M.K. bir arkadaşımızı tahtaya kaldıran öğretmenimiz B.S. Babilleri anlatmasını söyleyince arkadaşımız sürekli ” BABİLLER, BABİLLER, BABİLLER” dediği için tokadı yedi ve sıfır aldı. Ben de Coğrafya dersinde harita üzerinde Küre Dağlarının yerini gösteremediğim için alay edilerek sıfır almıştım. Spora, Müziğe ve Resme yeteneğim yoktur, Beden Eğitimi dersinde boyum kısa olduğu için kasadan atlayamıyordum, BU YÜZDEN HİÇ BİR KİMSENİN KARŞISINDA TAKLA ATAMADIM.

son sınıfta resim dersinde manzara resmini yapamadığım ve yanında Aritmetik dersinden de başarısız olduğum için sınıfta kalmış ve bir sene beklemiştim.

Aynı sınıfta okuduğum M. isimli bir arkadaşımız süper zeka ve çok çalışkan idi, Ortaokuldan sonra bir daha görüşememiştik, Liseye de devam etmemişti herhalde yatılı bir okula gittiğini düşünüyordum. Çok yoksul bir ailenin çocuğu idi, Toros Dağları eteklerinde bir köy nüfusuna kayıtlı idi. yıllar sonra ilçemize gittiğimde mahallemizde dört tekerlekli bir arabada sebze sattığını görünce boynuna sarıldım, yoksulluktan okuyamadığını söyleyince öğretmen olduğu söylerken önüme bakıp utanmıştım. Oysa bu yanlış eğitim sistemi nice gençleri değirmen taşı gibi öğütüp un ufak etmişti.

O yıllarda elemeli sistem uygulandığından kuru arasında yaş da yanıyordu, nice yanlışlıklar sonucunda on binlerce gencin geleceği yok edilmişti. İlk, orta Öğretim ve Yüksek Öğretimde okuduğum derslerin sayısı ve isimleri bile unuttum, ne öğrendim? Bana göre çok az şey öğrendim. ( DEVAM EDECEKTİR)

YORUM YAP