Merhabalar Efendim, açılışı bir fetih yazısıyla yapmak güzel olur dedik. Fetih açma, açılma anlamlarına geldiği gibi bir şehrin veya yerin savaşla düşman elinden alınması, ele geçirilmesi, zapt edilmesi anlamlarına da gelir. Manisa da hicri tarihle bir regâip gecesi, günümüzde kullandığımız tarihe göre 1313 yılının 25 Ekimi 26 Ekime bağlayan gecesi fethedilmiş ve milletimize armağan edilmiştir.
Alpagu oğlu Saruhan Bey, askerleriyle Manisa’yı kuşatır ve zorlu mücadelelerin ardından perşembeyi cumaya bağlayan gece, bir savaş hilesiyle Manisa’nın fethi arzusuna kavuşur. Saruhan Bey, Manisa’yı almak için ordusuyla şehrin doğu bölgesinde mevzilenmiştir. Aradan epeyce bir vakit geçmesine rağmen şehir düşürülememiştir. Saruhan Bey’in aklına daha başka yerlerde de denenen bir taktik gelir ve elinde olan keçilerin boynuzlarına birer meşale yerleştirerek kaleye doğru sürer. Bizanslılar Türklerin daha büyük bir kuvvetle kaleye doğru geldiklerini görünce ek kuvvetlerin de yardıma geldiğini düşünmüşler sabaha karşı şehri teslim etmişlerdir.
Tarihler o devirde kullandığımız takvime göre hicri 4 Recep 713’ü göstermektedir. Diğer bir deyimle Regâip Kandilidir bu gece. Miladi takvime göre 25 Ekim’i 26 Ekim’e bağlayan gecedir ve yıl da 1313’tür. Manisa halkı bu fetih kutlamasını gelenekselleştirmiş ve bir festival halinde kutlamaya başlamıştır. Burada festivalin anlamına açıklık getirmek gerek; “çeşitli sebeplerle yapılan, bir veya birkaç gün süren şenlik ya da halk tarafından yapılan düzensiz toplantı eğlenceli olay” anlamındadır. Festivalin bu anlamına göre yaklaşık 700 yılı aşkın bir süre Manisa’nın Fethi halk tarafından bir festivalle, bir şenlikle kutlanmıştır. Yani bu festival, bu şenlik Manisa Mesir Festivali’nden daha eskidir. Geçtiğimiz yıl 484. Mesir Festivali’ni yaptık. Manisa’nın fethinin 711 yıldan beri kutlandığını düşünürsek bu şenlik Mesir Festivali’nden 227 yıl daha eskidir. Ve bu haliyle Manisa’nın Fetih şenlikleri dünyanın en eski festivalleri arasında yer almaktadır.
Neler yapılırdı bu şenliklerde:
Bu konudaki ilk resmi belgeden Erkan Akbalık beyefendi, Çağatay Uluçay’ın Manisa Şeriyye Sicilleri adlı eserinden alıntılayarak söz eder. 17 Ekim 1839 yılına ait belge günümüz Türkçesine şu cümlelerle aktarılmıştır:
“Saadetli izzet ikram sahibi dostum paşa hazretleri [1840’lara kadar Aydın Redif Feriki görevini yürüten Halil Kamil Paşa].
Her sene Regaip gecesinde Manisa içinde olan bütün herkes haline göre fişekler atmak ve çoluk çocuk, çarşıda mumlar yakmak, beldenin ahalisinin pek eski adetlerinden olsa da bu iş aslında çeşitli seviyelerde zarar ziyana sebep olmaktadır.
Hatta geçen Regaip gecesinde Rumeli redif sol kolağası Lofçalı Mehmed Ağa ticari amaçlı götürmüş olduğu barutu şehrin kenarında satar iken kaza ile barut çuvalına fişek isabet etmesi ile merhum Mehmed Ağa ile müşterilerden büyük ve küçük on bir kimse telef olduğu ifade edilmiştir.
Bundan böyle adı geçen mübarek gecede fişek maddesinin yasaklanması yolunda bir emir yazılması ricasına dair süregelen yazışmaların anlam ve yansımaları ve o konuda takdim kılınan mahkeme kararları samimi bilgimiz ve bu gibi çeşitli zararlı sonuçlar doğuran adetlerin terk edilmesi gereklidir.
Bu sebeple, adı geçen mübarek gecede, camiler, mescitler ve kabirlerde bahse konu geceye hürmeten mumların yakılmasında sakınca olmayacağından
Onların (yazıların, emirlerin) uygulanmasıyla fişek satış maddesinin yasaklanmasının gerekli olmakla (beraber), o yönde ilgililere izah ile itiraz ve hareket meydana getirilmemesi hususuna himmet buyrulmaları dostluğun ayakta tutulması (huzurun muhafazası) yolunda yazılmış ve gönderilmiştir.
İnşaallahu taala geldiği zaman yazıldığı gibi himmet buyurmaları umut edilir.” [https://www.tarihistan.org/yazarlar/erkan-akbalik/1839-da-manisa-da-citir-pitir-gecesinde-yasanan-bir-olay/6119/, Erişim: 11.09.2024, saat: 15:57.].
Belgeye göre, fetih tarihinden 1839 tarihine kadar bu etkinliğin yapıldığını görüyoruz. O tarihte satılan barutların patlaması nedeniyle on bir kişinin öldüğünden bahsedilmekte ve patlayıcı maddelerin bu tarihlerde satışının durdurulması istenmektedir. Bu yasak o yıllarda kondu mu konmadı mı bir bilgimiz yoktur fakat daha on-on beş yıl öncesine kadar bu etkinliğin kutlandığı, günümüz Manisa’sında herkes tarafından bilinmektedir.
2013 yılı Manisa’nın Fethi’nin 700. Yılı idi. Ancak yüzyılda bir gelen bu etkinliği kutlamak resmi kurumların hiçbirinin hatırına gelmedi. Kurucusu ve başkanı olduğumuz MEDAR (Mevlânâ Düşüncesi Araştırmaları) Derneği 700. Yılın kutlanmasına önayak oldu ve hicri tarihte Dernek faaliyetlerini yürüttüğümüz Tarihi Kabak Tekkesi’nin önünde, geceyle ilgili konuşma, konser ve aileleriyle gelen çocuklara çıtır-pıtır, maytap vb. dağıtılarak kutlandı. Miladi tarihte ise (25-26 Ekim 2013) Saruhan Bey Türbesi’nin önünde geceyle ilgili konuşmalar, konser ve havai fişek gösterisiyle kutlamak bizlere nasip oldu. Bu etkinliklerin yapılmasında destekleri olan o yıllardaki Manisa Valisi Sayın Abdurrahman Savaş, Manisa Milletvekili Sayın Hüseyin Tanrıverdi, İl Genel Meclisi Başkanı Sayın Hayrullah Solmaz ve Manisa’daki birçok güzel etkinliğin arkasında olan Yüncü Yaşar Uğur’a teşekkür vefa borcudur.
Aradan yıllar geçti 2017 yılında fetih kutlaması bir belediyemiz tarafından tekrar yapıldı.
2019 yılında yine tarafımızca bu gecenin canlandırılması için kişisel bir organizasyonla FaceBook hesabımızdan duyuru yaparak 8 Eylül Havuzunun bulunduğu meydanda bu geceyi kutlayacağımızı duyurduk. Aileleriyle gelen çocuklara dağıtılmak üzere maytaplar, çıtır-pıtırlar, şekerler aldık. Katılım beklediğimizin üzerinde oldu. Manisa eşrafından birçok dost katıldı. Yaşlı anneanneler, babaanneler torunlarının ellerinden tutup getirmişlerdi. Geçmişte yaşadıkları bu geceyi torunları da görsün, yaşasın istiyorlardı. Şükür rabbime güzel bir gece oldu.
Bu gecede yapılan başka âdetler ve gelenekler de vardır. Bu konuda Dr. Gürol Pehlivan, Çağatay Uluçay, Bedriye Aksakal, Yıldız Sunu, Semahat Gençer, Özcan Ergiydiren, Hüseyin Akgül, Nusret Köklü, K. Yurdakul Aren gibi isimler ayrıntılı bilgi vermektedirler. Gürol Pehlivan bu konuda şunları söylemektedir:
Çocuklar için alınan şimşirler, durgun sularda yetişen bir nevi saz olup yetmiş seksen santim uzunluğunda ince çubuklardı. Ucunda yaklaşık on beş santimlik koyu kahverengi tüylü kısım bir gün önceden gazyağı dolu bir kaba daldırılır ve ertesi gece tam bir meşale işlevini görürdü. Şenlik malzemelerinin çoğu dışarıdan getirilir, yerli olarak da Behçet Efe tarafından yalnız bomba ve traka yapılırdı.” [Gürol Pehlivan, Manisa Şehrinde Evliya Kültü, İzmir 2012, s. 147.]
Fetih Gecesi Kutlaması yukarıda da arz ettiğimiz gibi dünyanın en eski festivallerinden birisidir. İlla ki hicri tarihte kutlanması gerekmiyor. Her yıl on gün önceye geldiği için tarih açısından sıkıntı yaşanabilir. En akla yatkın olanı 25 Ekimi 26 Ekim’e bağlayan gecede kutlamasıdır.
Dileğimiz bu fetih gecesi coşkusunun tekrar halk tarafından kutlanması ve yeniden canlandırılmasıdır. Benzer bir kutlama Yunanistan’ın Sakız Adasında da yapılmaktadır. Bu şenlikleri izlemek üzere adaya turlar yapılmakta. Hatta Türkiye’den de turlar düzenlenmektedir. Böyle bir gecenin Manisa’da da tekrar diriltilerek kutlanması şehir ekonomisine de katkı sağlayacaktır.
Kutlamalar gündüz Saruhan Bey Türbesi önünde başlar, gece de Atatürk Kent Parkı’nda görkemli bir havai fişek gösterisiyle ve konserle bitirilir. Bu şekilde Manisa’yı bize armağan eden Saruhan Bey’in ve bu emanete sahip çıkıp koruyan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ruhları şâd edilmiş olur.
Biz hatırlatıyoruz, inşallah gereğini de Manisa Valiliği, kaymakamlıklar, Büyükşehir Belediyesi ile Şehzadeler ve Yunusemre Belediyeleri yapar. MANİSA HEPİMİZİN…