DOLAR
EURO
STERLIN
FRANG
ALTIN
BITCOIN

KURTULUŞ SAVAŞINDA DİN ADAMLARI VE ÖZEL GÜNLERDE OKUNAN HUTBELERDE ATATÜRK İSMİNİN ANILMASI GEREKLİLİĞİ

Yayınlanma Tarihi : Güncelleme Tarihi : Google News
KURTULUŞ SAVAŞINDA DİN ADAMLARI VE ÖZEL GÜNLERDE OKUNAN HUTBELERDE ATATÜRK İSMİNİN ANILMASI GEREKLİLİĞİ

Kurtuluş Savaşı, milletimizin genel olarak topyekûn mücadele verdiği ve sonunda bağımsızlığımızı kazandığımız bir savaştır.

Kurtuluş Savaşı’nda, Mustafa Kemal Paşa’ya ve Ankara Hükûmetine hakaretler yağdıran ve “… Mustafa Kemal’in katli vaciptir. …” fetvasını kaleme alan Meclis-i Mebusan Mebusu (Milletvekili) ve Eski Şeyhülislam Müderris Mustafa Sabri Efendi ve buna onay veren Şeyhülislam Dürrizade Abdullah Beyefendi gibi istisnai kişi ve kuruluşlar dışında din adamları çoğunlukla Müdafaa-i Hukuk ve Kuvayımilliye yanında yer almışlar, destek vermişler ve bazıları da tutuklanarak bedel ödemişlerdir.

Mustafa Kemal, Samsun’a çıktığında kendisine, şehir namına Hacı Molla, “Hoş Geldiniz” demiş; Havza’ya gelişinin ertesi günü ulemadan Mustafa Efendi’nin başkanlığında bir heyet ziyaret ederek kendileriyle görüşmüş; Amasya’ya geldiğinde karşılayanların başında bulunan Müftü Tevfik Efendi’nin, “Paşam, … bütün Amasya emrinizdedir, gazanız mübarek olsun…” hitabı karşısında Atatürk’ün gözleri yaşarmış; karşılama sırasında hazır bulunan ve “Bu Paşa bildiğimiz paşalardan değil…” diyen, Eski Amasya Müftüsü Vaiz Abdurrahman Kamil (Yetkin) Efendi, Sultan Beyazıt Camisinde Mustafa Kemal’in halka seslenişinden sonra, “… Mademki milletimizin şerefi, haysiyeti, hürriyeti, istiklâli tehlikeye düşmüştür, artık başımızdaki bu hükûmetten bir iyilik ummak bence abestir. Şu andan itibaren padişah olsun, isim ve unvanı ne olursa olsun hiçbir şahsın ve makamın hikmet-i mevcudiyeti kalmamıştır. Yegane çare-i halâs (tek kurtuluş çaresi), halkımızın doğrudan doğruya hakimiyetini eline alması ve iradesini kullanmasıdır.” diye konuşmuş; Erzurum’da karşılayanların başında Vilayat-ı Şarkiyye Müdafaa-i Hukuk Milliye Erzurum Şubesi Başkanı Raif Hoca, Sivas’ta karşılayanlar arasında Müftü Abdurrauf Efendi bulunmuştur.

Son Osmanlı Meclis-i Mebusanında Konya Mebusluğu yapan, Sultan Vahdettin’e düşmana direnmeyi ve Anadolu’daki harekete destek vermeyi öneren, kabul edilmeyince mebusluktan istifa ederek Ankara’ya giden, Evkaf ve Şer’iyye vekilliği (Bakanlığı) yapan, Sultan Vahdeddin’in İngilizler’in himayesinde İstanbul’dan ayrılmasından sonra onu padişahlıktan ve halifelikten azleden fetvayı veren Hadimli Mehmed Vehbi Efendi bir din adamıdır.

Maraş Ulucami İmamı Rıdvan Hoca Cuma Namazında cemaate, “Müslümanlar, bir beldede Cuma namazı kılmak için o beldenin hür olması gerekir. Eğer beldede hürriyet yoksa, orada İslam sancağı dalgalanmıyorsa, namaz kılmak caiz değildir.” diye seslenmiş ve akabinde Maraş Kalesindeki Fransız Bayrağı indirilerek yerine Türk Bayrağı çekilmiştir.

Mustafa Kemal, çeşitli vilayetlerdeki din adamlarına çektiği telgraflarda da onların desteklerini istemiştir.

Sivas Kongresi’nde seçilen Mustafa Kemal Başkanlığındaki Heyet-i Temsiliye Ankara’ya giderken Hacıbektaş ilçesine uğrayarak Bektaşi Postnişini Ahmet Cemalettin Çelebi’nin desteğini almış; Aleviler ve Bektaşiler, başından sonuna kadar milli mücadeleye destek vermişlerdir.

Birinci Meclis’in Başkanvekili, Mevlevilerin Postnişini Abdülhalim Çelebi Efendi’dir.

Ankara Müftüsü Mehmet Rifat (Börekçi) Efendi, Kurtuluş Savaşına başından itibaren destek vermiş ve daima Mustafa Kemal’in yanında olmuştur.

İzmir’in işgalinden önce 17 Mart 1919’da toplanan İzmir Müdafaa-i Hukuk Osmani Cemiyetinin toplantısına bugünkü İzmir, Manisa, Balıkesir, Aydın, Muğla ve Denizli illerinden 37 müftü katılmıştır.

Üsküdar’da Özbekler Tekkesi ve Eyüp’te Hatuniye Dergâhı, İstanbul’dan Anadolu’ya insan, silah, cephane ve mühimmat kaçırmış; Gaziantep, Şanlıurfa ve Kahramanmaraş direnişlerinde din adamları büyük rol oynamışlardır.

Denizli Müftüsü Ahmet Hulusi Efendi Denizli Müdafaa-i Hukuk Reddi İlhak Cemiyetini kurmuş ve başkanlığını yapmış; Denizli ve Aydın cephelerinde gösterdiği kahramanlıklar nedeniyle iki istiklal madalyası ile ödüllendirilen Çal Müftüsü Ahmet İzzet (Çalgüner) Hoca, Afyon Merkez Vaizi İsmail Şükrü (Çelikalay) Hoca, Ispartalı Hafız İbrahim (Demiralay), Aksaray Müftüsü Kadızade İbrahim silahlı birlikler kurmuş ve savaşa katılmışlardır.

Milli Mücadeleye karşı çıkan Osmanlı Halifesi Vahdettin ve hükûmetinin fetvalarına karşı, Anadolu’daki din adamlarının verdiği karşı fetvalar ve duruşları, Kurtuluş Savaşı sürecinde önemli rol oynamıştır.

Manisa Müftüsü Bestekar Ahmet Âlim Efendi, Edirne Müftüsü Osman Hilmi Efendi, Gediz Müftüsü Halil Kemal (Hoca Kemal-Hocazade) Efendi, Nazillili Hacı Süleyman Efendi, Diyarbakırlı Ulemadan Abdülhamit Hamdi (Çintan) Efendi ve isimlerini saymadığımız çok sayıda din adamı Kurtuluş Savaşına destek vermiş, Mustafa Kemal’in yanında yer almıştır.

Bu örnekleri daha da çoğaltmamız mümkündür.

Az da olsa bazı çevrelerde din adamlarının Kurtuluş Savaşına katılmadığı ileri sürülmektedir. Gerçekler aksi yönde olup, din adamlarının büyük çoğunluğu Mustafa Kemal’in yanında olmuş, mücadeleye katılmış ve İstiklal Madalyası ile onurlandırılmışlardır.

*           *          *

Yunanlıları Anadolu’ya saldırtan emperyalist İngiltere’nin, din adamları ile ilgili hesapları tutmamıştır. İngiliz İntelicens Servisinden Sir Haron Armstrong, “Bizler Türk din adamlarının bu mevzularda faal rol oynayacaklarını asla tahmin etmiyorduk. … Elde ettiğimiz malûmat ve hakikatler bizleri hayrete düşürdü. Bunlar münhasıran telkinlerle ve maneviyatla iktifa etmemişler, fiili olarak da direniş teşkilatları içinde bizzat vazife almışlardı. Halk üzerinde tesirleri fevkalade olduğundan, üzerilerine aldıkları vazifeleri muvaffakiyetle ifa etmişlerdi.” demiş; Fransız Filozof Gustav Le Bon Milli Mücadelenin Güney Cephesi ile ilgili olarak, “Müslümanların bu harpte gösterdikleri şecaat ve cesaret bir filozof için ibret alınacak bir derstir. Çünkü şimdiye kadar dünyayı idare etmiş din gücünün, bugün dahi aynı fonksiyonu ifa etmekte olduğu ortaya çıkmıştır.” değerlendirmesinde bulunmuş; Mustafa Kemal de “Sarıklı din adamlarının, imam ve müezzinlerin, kürsü vaizlerinin, medrese hocalarının, tekke mensuplarının Milli Mücadeledeki hizmetlerini şükranla yâd etmeyi bir vazife bilirim. Bunlar dini mefkûreler şevki ile Milli Mücadelenin muvaffakiyetine can-ı gönülden çalışmışlardır. Bu çetin yılların hatıraları anlatmakla bitmez. Milli Mücadele yıllarında vatana hizmet eden din adamlarını ölmüşlerse rahmetle, yaşıyorlarsa minnetle anarım.” diyerek takdir etmiştir.

*           *          *

Ülkemizde ulusal bayramlar ve özel günlerin ardından sıkça tartışılan bir konu, Cuma hutbelerinde Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün adının neden anılmadığıdır?

Konuştuğumuz din adamları, “Anılması gerektiğini, hutbeleri Diyanet İşleri Başkanlığının hazırlayıp gönderdiğini, içeriğinde Atatürk’ün adı geçmediğinden ismini söyleyemediklerini, bundan da üzüntü duyduklarını,” ifade ediyorlar.

Diyanet İşleri Başkanlığı, “Bu konuda Atatürk’ün de imzasının olduğu 05 Mart 1924 tarihli bir Bakanlar Kurulu Kararı bulunduğunu, bu yüzden ulusal bayramlarda ve özel günlerde Atatürk’ün adının anılmadığını,” ileri sürmektedir. Sözü geçen Bakanlar Kurulu Kararında günümüz Türkçesi ile “Bundan böyle hutbelerde isim zikredilmeden milletin ve Cumhuriyet’in selamet ve saadetine dua edilmesi kararlaştırılmış ve bu kararın bütün vilayetlere tebliği İçişleri Bakanlığına havale edilmiştir.” denilmektedir. Tarihçi Murat Bardakçı ve Sinan Meydan, “Bu kararın 03 Mart 1922 tarihinde halifeliğin kaldırılmasından sonra çıkartıldığını ve ilgili yerlere gönderildiğini; amacın, hutbelerde halifenin ismi söylendiğinden, 7 Mart 1922 günü kılınacak Cuma namazında son Halife Abdülmecit Efendi’nin isminin anılmaması olduğunu” belirtmektedirler.

Bizim de görüşümüz, yıllardır süren bu tartışmanın daha fazla uzatılmaması, ulusal bayram ve 10 Kasım haftalarında okunacak hutbelerde Atatürk isminin anılması gerektiğidir.

Sözün özü: Ülkemizin kurtarıcısı ve laik Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e olan vefa borcumuzu hiç unutmamalı ve bunu da koşullar ne olursa olsun her zaman ve her zeminde ifade etmeliyiz.

Yararlanılan Kaynaklar

1) Ömer Turan, Milli Mücadele Lehine Kamuoyu Oluşumunda Din Adamları. Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, Cilt-15, Sayı-45 (Kasım 1999) Sayfa: 821-834 (https://dergipark.org.tr/tr/pub/aamd/issue/54915/752652)

2) Recep Çelik, Milli Mücadelede Din Adamlarının Rolü. İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Türkiye Cumhuriyeti Tarihi Anabilim Dalı Doktora Tezi

(https://tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/tezDetay.jsp?id=pFBJmgcIbYJ9nAjlHMsFpg&no=7eQVIsoK1Q50j2bkTrVzpw)

3) Soner Yalçın, Sözcü, 04 Eylül 2019, Kahraman Din Adamları

(https://www.sozcu.com.tr/kahraman-din-adamlari-wp5315606)

4) Saygı Öztürk, Sözcü, 27 Mart 2022, Diyanet İşleri Başkanı Erbaş’ın “Atatürk” soruma cevabı (https://www.sozcu.com.tr/diyanet-isleri-baskani-erbasin-ataturk-soruma-cevabi-wp7036176)

5) Saygı Öztürk, Sözcü, 29 Mart 2022, Diyanet, Hutbe Kararnamesini yanlış yorumluyor

(https://www.sozcu.com.tr/diyanet-hutbe-kararnamesini-yanlis-yorumluyor-wp7039625)

6) Murat Bardakçı, Habertürk, 27/03/2022, Bu kararnamenin Mustafa Kemal’in isminin hutbelerde geçmemesi konusu ile hiçbir alakası yoktur, uydurmayın!

(https://www.haberturk.com/yazarlar/murat-bardakci/3389517-bu-kararnamenin-mustafa-kemalin-isminin-hutbelerde-gecmemesi-konusu-ile-hicbir-alkasi-yoktur-uydurma)

Güzel Sözler

Her kim ki Mustafa Kemal ve Kuvayımilliye aleyhine fetva verip düşmanlık yapar, bilin ki onların damarlarında kâfir kanı akar. Sütçü İmam Ali

Evrende en büyük ziyan, sorgulama yeteneğini kaybetmiş bir beyindir. Albert Einstein

İnsan savaşın ne olduğunu, ancak bittiği zaman anlar. H. N. Brailsford

Neyse ki yarın var; umutların en sevdiği gün. Sezgin Kocabaş

YORUM YAP

Hilal Çoban 4 Ekim 2024 / 19:21 Yanıtla

Dünya Lider olarak kabul etmiş biz gelmişiz 2024 yılına Türkiye Cumhuriyeti kurucusunun ismi dualarda anılmaya korkuluyor ne acı
Ne mutlu Türk’üm diyene
Rahmetle Mustafa Kemal Atatürk’ü ve silah arkadaşlarını tüm şehitlerimizi rahmetle anıyorum.

Recai Yıldız 6 Ekim 2024 / 13:58 Yanıtla

Teşekkür ederim . Bu güzel ve hoş yazınız için