DOLAR
EURO
STERLIN
FRANG
ALTIN
BITCOIN

TUSAŞ Saldırısı ve BRICS

Yayınlanma Tarihi : Google News
TUSAŞ Saldırısı ve BRICS

Türk Havacılık ve Uzay Sanayii Anonim Şirketi’nin (TUSAŞ) Ankara’nın Kahramankazan ilçesindeki tesislerine yönelik terör saldırısı gerçekleştirildi. Saldırıda 5 şehidimiz ve yaralılarımız oldu. Terör saldırısını gerçekleştiren biri kadın, diğeri erkek iki terörist öldürüldü.

Saldırının arka planında Türkiye’ nin iç barışı, sınır güvenliği meseleleri, bölgesel güç dengesi gibi konularda verilmek istenen mesajlar yanında TUSAŞ saldırısının zamanlaması da manidar görülüyor.

Bu aşamada Rusya’nın Kazan kentinde gerçekleşen BRICS toplantılarıyla, TUSAŞ saldırısının adresi olan KahramanKazan isimlerinin benzerliğine dikkat çekelim.

Brics zirvesine üye ülkeler Rusya, Çin, Brezilya, Hindistan, Güney Afrika, İran, Etiyopya, Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan ve Mısır katılıyor. NATO’nun en büyük ikinci ordusuna sahip olan Türkiye’nin, BRICS’e adaylığıyla ilgilenen ülkeler arasında yer alması Batılı başkentlerde dikkatle takip ediliyor.

Bu arada Kremlin Sözcüsü Dimitri Peskov’un, Türkiye’nin olası üyeliği ile ilgili ‘Türkiye’nin NATO üyesi olmasının, BRICS üyeliği önünde engel oluşturmadığını’ söylemesi de diğer bir önemli nottu.

Kısaca Türkiye, son yıllarda askeri ve savunma sanayisini güçlendirme yönünde ciddi adımlar atarken; sınır güvenliği ve özellikle Suriye başta olmak üzere kendisine yönelik terör saldırılarında yeterli dayanışmayı göstermeyen Batılı ülkelere mesaj veriyor.

Buna karşılık TUSAŞ’a yapılan alçakça saldırıyla aslında emperyalizmin Türkiye’ye karşı hasmane hedeflerinde terörizmi nasıl vekil bir güç olarak kullandığı da açıkça ortaya çıktı.

Çünkü Türk Savunma sanayiindeki gelişmeler, sektörde rekabet içindeki diğer ülke ve firmaların dikkatini çekiyor. Örneğin TUSAŞ Türkiye’nin savunma sanayi gelişiminde büyük başarılarının simgesel bir markası; kuruluş, helikopter grubu, insansız Hava Aracı (İHA), Uzay sanayi, Milli Muharip Uçak grubu gibi alanlarda da büyük başarılara imza atıyor.

Üstelik dünyada geleneksel savunma araçlarının yerini alan yeni İHA konsepti; veya TUSAŞ’ın helikopter çalışmalarındaki başarılarına bir mim koyalım; çünkü dünyada helikopter modellerinin sektör ve piyasada envanterinin on beş yıl içinde eskiyeceği (ve maliyeti artacağı) düşünülüyor.

İşte TUSAŞ (Türk Havacılık ve Uzay Sanayii A.Ş.) saldırısı, bir yandan Türkiye’nin bölgesel güç olarak sınır ötesi girişimleri arttığı bir dönemde  ve savunma imkan ve kapasitesinin piyasalara açılma sürecindeki rekabeti engellemeye yönelik gibi görünürken;

Diğer yandan bu saldırı ‘Avrasyacı-Natocu’ gibi bakış açılarında Türkiye’ yi bir tarafa bağımlı kılma çabalarının emaresi gibi değerlendirilebilir. (Buna karşılık Türkiye’nin iç meseleleri ve güvenlikçi klikler ile ‘çeteleşen’ unsurlar başka bir yazı konusu)

Türkiye uzun yıllardır kendisine yönelik terör tehdidinde yalnız bırakıldı, şimdi ‘Bağımsız ve güçlü’ olabilme çabasında yeni diplomatik manevra alanları açmaya çalışıyor.

İşte BRICS (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin, Güney Afrika) ülkeleriyle artan ilişkiler, Türkiye’nin bölgedeki stratejik konumunu daha da güçlendirebilir. Türkiye’nin BRICS ile işbirliğini artırma potansiyeli, hem ekonomik hem de askeri alanda yeni fırsatlar sunuyor.

Sınır güvenliği ise, hem terör örgütlerine hem de bölgedeki istikrarsızlığa karşı en önemli savunma hatlarından biri olarak öne çıkıyor.

TUSAŞ’a yapılan saldırı, Türkiye’nin iç ve dış tehditlere karşı direnç göstermesi açısından bir gözdağı verme amacı taşıyor olabilir.

Osman Özbaş

YORUM YAP