Mustafa Kemal ATATÜRK, dindar bir ailenin evladıdır, İstiklal Harbinde din adamlarının, müftülerin ve imamların maddi ve manevi desteklerini kazanmıştır. 168 Müftü İstiklal Harbine fiilen katılmışlardır. Amasya’da Müftü efendi ile kamil Hoca, Ankara’da Börekçizade Rıfat Efendi, İstanbul’da M.M. Gurubu yönetici Cemal ÖĞÜTÇÜ Hoca, Aydın’da Esat Hoca, Manisa’da Müftü Alim hoca dahil 13 Müftü ve daha çok sayıda din adamları, Mevlevi ve Bektaşi Şeyhleri hatta Türk Ortodoksları lideri Papa 2. Eftim Efendi kayıtsız şartsız Atatürk’ün başlattığı Kurtuluş Savaşına büyük destek vermişlerdir.
Cumhuriyetin ilanından sonra Atatürk’ün emriyle Elmalılı Hamdi YAZIR Efendi’ye yazdırılan Din Dersi kitabı Harp Okullarında askeri öğrencilere Din Derslerinde okutulmuştur. Cumhuriyet döneminde Türk Ordusunda Tabur İmamları ve Alay Müftüleri olarak Subaylar yetiştirilmiş ve Askeri Birliklerde görevlendirilmiştir, kışlalarda camiler inşa ettirilmiştir. Bursa Amerikan kız Kolejinde iki kız öğrencinin dolaplarında İncil bulunması üzerine bu misyoner okulu Atatürk’ün emriyle hemen kapatılmıştır.
Atatürk döneminde Harp Okulu mezuniyet töreninde Subaylarımız şu yemini ederlerdi: ” ” ben, sulhta ve harpte, karada, denizde ve havada ve her nerede olursa olsun, milletime ve memleketime daima doğruluk ve sadakatle hizmet ve Hükümet-i Cumhuriyetimizin bütün kanun ve nizamlarına ve amirlerimin her türlü emirlerine, bütün kalbimle itaat etmekten ayrılmayacağıma ve milletimin namını, mukaddes ve şerefli sancağının şanını ve askerliğin namus ve şerefini canımdan aziz bilip bu uğurda sev e seve canımı feda etmekten hiç bir zaman vazifesini, namusunu sever, özü ve sözü doğru ve gayretli bir asker olarak çalışmaktan başka bir şey düşünmeyeceğime, Cenab-ı Allah’ın kelamı olan Kur’an-ı Azimüşan’a el basarak yemin ediyorum. Vallahi ve Billahi.”
ATATÜRK: ” BİZ MİLLİYETPERVER VE DİNİMİZE HÜRMETKARIZ” demiştir. Büyük taarruz esnasında emir subayı muzaffer KILIÇ’ı bir emri tebliğ etmek üzere mareşal Fevzi ÇAKMAK Paşa’ya gönderir ama o esnada Fevzi Paşa namaz kılmaktadır, teğmen muzaffer KILIÇ emri tebliğ edemeden geri döner, sebebini söyleyince ATATÜRK ” Bizin Fevzi Paşa’nın dualarına ihtiyacımız var.” diyor. 1934 yılında Atatürk’ün emriyle Diyanet İşleri başkanı Rıfat BÖREKÇİ Bey’in imzasıyla ve daktilo ile yazılmış bir resmi yazı ile tüm il ve ilçe Müftülüklerinin Kur’an-ı Kerim kurslarının açmalarını ve evlere Kur’an- ı Kerim dağıtmalarını emretmiştir. Anadolu’nun işgalinde işgalci güçler ve Ermeni çeteleri tarafından yakılan ve yıkılan tüm camiler, mescitler yeniden inşa edilmiş veya onarılmıştır.
Bizim dinimizde kendisi açıklamamışsa bir kişiye dinsiz, imansız ve kafir demek büyük günahtır. Kara cahiller dinsizlik ile laiklik ilkesini birbirine karıştırıyorlar, sap ile saman da karıştırıyorlar. Atatürk’ün dininden ve dini inançlarından şüphe edenlerin aklından ve bilgisinden şüphe etmek gerekir. Atatürk, 10 Kasım 1938 günü saat 09.05’te son nefesini verirken başını sağ tarafa çeviriyor: ” Ve Aleykümselam.” diyor, Hakka yürüyor.