Duayen turizmci Baraner: “Türkiye 2025 yılının birçok tarihinde Mauritius Adaları’ndan, Miami’den, İspanya’dan, Dubai’den daha pahalı paketlere sahip, ancak otellerimiz bu fiyatların hakkını veriyor. Bu yolda devam etmek Türkiye’nin çıkarınadır.”
Türkiye turizminde 46 yılını tamamlayan ve farklı ülkelerde çeşitli turizm görevlerinde bulunan merkezi Almanya’da yer alan Dünya Kardeş Kentler Turizm Birliği Genel Sekreteri ve aynı zamanda Türk-Alman turizm uzmanı Hüseyin Baraner, yaptığı basın açıklamasında turizmde 2025 yılının öngörülerini değerlendirdi.
Global turizmle ilgili, dünya turizm otoriteleri ve önemli bankaların küresel turizm sektöründe yaklaşık yüzde 7’lik bir büyüme beklediklerini, Alman pazarıyla ilgili olarak ise; Almanların tatil seyahatleri için bu yıl 85 milyar Euro harcamayı planladıklarını, bu rakamın 7 milyar Euro’luk payını Türkiye satışlarına ayıracaklarını, “çok çalışıp, çok kazanıp, iyi tatil yapma” geleneğinin belirgin bir şekilde arttığını, Türkiye’nin Almanya’dan 10 milyon turist çekme potansiyeli olduğunu, hiçbir tur operatörünün Türkiye’deki payını kaybetmek istemediğini, nüfusunun yaklaşık yüzde 28’ini 60 yaş üstü kişilerin oluşturduğu Almanya’da bu kişilerin devasa yeni bir tüketici ordusu oluşturduğunu, Almanya’da hızla başlayan ve yayılan (Longevity) uzun yaşam akımına cevap verebilecek altyapı yatırımlarının çoğunun Türkiye’de bulunduğunu ifade etti.
TURİZM SEKTÖRÜNDE BEKLENMEDİK BİR HAREKETLİLİK GÖZLEMLENİYOR
Turizm duayeni Baraner, dünya turizminin yaşanan her türlü olumsuzluklara rağmen büyümeye devam ettiğini belirterek, özellikle Avrupa kıtasında, ekonomik belirsizlikler ile artan tatil seyahati talebi arasında bir çelişki olduğuna söyledi. Ukrayna, Gazze ve Suriye’deki savaşların dünya halklarını derinden etkileyerek, tedirgin ettiğine dikkat çeken Baraner, şu yorumlarda bulundu:
“Buna rağmen turizm sektöründe beklenmedik bir hareketlilik gözlemleniyor. Bu da artık insanların yaşanan genel pahalılık ve siyasi-kültürel gerginliklerden dolayı sosyalleşmeyi azalttıklarını, ancak sevdikleriyle, arkadaşları, dostları ve aileleriyle yaptıkları tatil seyahatlerinde huzuru yakaladıklarını gösteriyor. Almanlar tatil seyahatlerinden vazgeçmek istemiyor.”
KÜRESEL SEKTÖRDE YAKLAŞIK YÜZDE 7’LİK BÜYÜME BEKLENİYOR
Ekonomik göstergeler ışığında, küresel turist akışının kent ekonomileri için yaşamsal öneme sahip bir gündem maddesi haline geldiğini aktaran Baraner, “Gelecek birkaç yıl içerisinde dünya turizm otoriteleri ve önemli bankalar, küresel sektörde yaklaşık yüzde 7’lik bir büyüme bekliyor. Türkiye, Körfez ülkeleri ve Suudi Arabistan gibi turizmde büyük hedefleri olan bazı ülkeler için büyüme oranları iki haneli olarak veriliyor. Ancak bu durum, derin ekonomik durgunluk ve güçlü bireysel tasarruf eğilimi ile çatışma potansiyeli taşıyor. Özellikle Almanya, Fransa, Rusya, Çin gibi ülkelerdeki ekonomik zorlukların nasıl yönetileceği kritik bir öneme sahip. Piyasalar Donald Trump’ı bekliyor, mevcut durum oldukça belirsiz. Eğer Trump, gerçekten söylediği gibi Rusya-Ukrayna Savaşı’nı durdurur ve Orta Doğu’yu sakinleştirici adımlar atarsa, 2025 yılı bizim bölgemizde yeniden güçlenme ve yeni bir atak için bir fırsat olabilir.” diye konuştu.
TÜRKİYE’YE BAKIŞ AÇISI OLUMLU YÖNDE DEĞİŞTİ
Turizm sektörünün kıdemli isimlerinden Baraner, böyle bir gelişmenin Türk turizmine yansıyacak etkisini ise şöyle değerlendirdi:
“Beşar Esad rejiminin düşmesi, Türkiye’ye bakış açısını olumlu yönde değiştirdi. Eğer Suriye ile ilgili gelişmeler beklendiği gibi olumlu seyrederse ve PKK gibi terör örgütleri gündemden düşerse, bu durum özellikle kültürel açıdan batıda tatil yapmak isteyen turistleri Türkiye’ye yönlendirme potansiyeline sahip. Türkiye artık sadece bir tatil ülkesi olmanın ötesine geçmek istiyor. Aynı zamanda kültürel bir merkez olma yolunda önemli adımlar atıyor. Rusya-Ukrayna Savaşı sona erer, Suriye yeniden yapılandırılır ve mültecilerin ülkeye dönüş süreçleri sağlıklı ve onurlu bir şekilde yönetilirse, bu Türk turizmine çok büyük ve farklı renk kazandırır. Turizm gerçek anlamda Anadolu’ya yayılır. Ayrıca büyük bir kültür ve tarih merkezi olan Mezopotamya dünya turizm haritasına çok hızlı bir giriş yapar.”
BARANER: ALMANLARI HİÇ BU KADAR MUTSUZ GÖRMEDİM
Almanya’nın Türk turizmi için önemli pazarlardan biri olduğunu ifade eden Türk – Alman Turizm Uzmanı Baraner, Almanların kaygılarına değinip, Alman turistlerin beklentilerini karşılamak ve Türkiye’ye olan ilgilerini artırmak için nasıl bir strateji izlenmesi gerektiği yönünde şu yorumlarda bulundu:
“Almanya’nın mevcut durumu göz önüne alındığında, Şubat ayındaki seçimlerden sonra ülkede değişimin kaçınılmaz olduğu aşikar. Bu yıl ITB’ye geldiğinizde siyaseten çok gergin bir Almanya ile karşılaşacaksınız. Merkel düşündüğümüz kadar Almanya’yı iyi yönetmemiş. Son 15 yılda yapılan ve Almanya’ya yakışmayan hatalar şimdi yavaş yavaş halının altından çıkıyor. Almanya kendi bile farkında olmadan çok sorun biriktirmiş. Suriyeli mülteciler ve Ukrayna-Rusya Savaşı, toplumun ruh halini olumsuz etkiledi. Almanya’yı temellerinden sarstı. Almanları hiç bu kadar mutsuz görmedim. Gelecek korkuları, ekonomik sorunlar ve Trump’ın Almanya’ya soğuk ve uzak durması, Rusya’nın nükleer silah kullanırız tehditleri toplumda kaygı yaratıyor. Almanya’nın toplumsal konfor alanı daralıyor. Parası olan ise daha yoğun bir şekilde sevdiği ülkelerde tatile gidiyor.”
“ÇOK ÇALIŞIP, ÇOK KAZANIP, İYİ TATİL YAPMA” GELENEĞİ ARTTI
“Alman toplumuna kültürel ve demografik olarak bir göz attığımızda iki büyük tüketici grubun daha dominant hale geldiğini görüyoruz. 84 milyon nüfusun 24 milyonu yabancı kökenli ve bu grup yeni Almanlar genellikle uzun saatler çalışarak kendi işlerini kurarak, esnaflık ve küçük işletmelere yöneldiler. Almanya’daki esnafların yüzde 80’ni yabancı kökenli. Kobi işletmelerinde şirket sahibi olarak oranları her gün artıyor. Yaşlanan Almanlar şirketlerini daha genç ve çalışmak isteyen yabancı kökenlilere devrediyor. Bu kitle arasında “çok çalışıp, çok kazanıp, iyi tatil yapma” geleneği belirgin bir şekilde artış göstermeye başladı. 2024 yılında yabancı kökenli Almanların Türkiye’nin en pahalı otellerindeki konaklama oranı diğer Almanların beş katı daha fazla olarak gerçekleşti. Bu profil için kültürel ve yaşam tarzı anlamında Türkiye çok yakın ve cazip bir tatil destinasyonu potansiyeli olarak kabul görüyor.”
TÜRKİYE’NİN WELLNESS VE FİTNESS YATIRIMLARI 60 YAŞ ÜSTÜ ALMANLARI ÜLKEYE ÇEKER
“Diğer hızla büyüyen devasa tüketici grubu olarak Alman Bestager’ler karşımıza çıkıyor. Almanya’da şu an 30 milyon kişi 60 yaş üzerinde. Gelecek 10 yıl içerisinde 27 milyon Alman 67 yaşı üzeri olacak ve @Bestager adı altında tüm sektörler için devasa bir yeni tüketici ordusu oluşuyor. Birçok ürün artık 60 yaş üstü tüketiciler için yeniden dizayn ediliyor. “Bestager” veya 60 yaş üstü Almanların Türkiye’ye olan ilgisi de giderek artıyor. Özellikle kış aylarında ki Türkiye’nin binin üzerindeki Wellness ve fitness yatırımları bu profili ülkemize çekebilmemiz için en güçlü tarafımız ve niteliğimiz. Almanya’da hızla başlayan ve yayılan (Longevity) uzun yaşam akımına da cevap verebilecek altyapı yatırımlarının çoğu Türkiye’de bulunuyor. Bu iki grup, tatil alışkanlıklarını ve gelecekteki Alman turist profilini önemli ölçüde şekillendirecektir. Türkiye “Aile turizminde” zaten lider konumunda ve bu konuda dünya çapında en anlamlı ve etkili yatırımları yaptı. Elindeki bu verilerle yaşanan değişimi göz önünde bulundurarak stratejik adımlar atmalıdır.”
SEKTÖR OLARAK PROAKTİF HAREKET ETMELİYİZ
“Almanya’dan 10 milyon turist çekme potansiyelimiz var ve bu hedef doğrultusunda yeniden hazırlanmamız gerekiyor. Bunun için yalnızca büyük turizm fuarlarına katılmak yeterli değil. Almanya’daki dernek ve sivil toplum kuruluşlarıyla ilişkilerimizi güçlendirmeliyiz. Sosyal ve kültürel ilişkilerin güçlenmesi, karşılıklı anlayışı artıracaktır. Türkiye’ye karşı kronik ön yargılı kesimlerde bile değişim gözlemlenmekte. Bu durumu değerlendirerek, Türkiye-Almanya Turizm Çalıştayı gibi geniş katılımlı şura düzenleyerek yeni gelişimlere ve müşteri profillerine kurumsal çağrı yapmalıyız. Siyasiler, sosyologlar, belediye başkanları ve sivil toplum kuruluşu temsilcileriyle ortak çalışmalar yaparak bu sürecin turizm dışındaki ancak turizme katkı veren kurum ve kuruluşlara taşımalıyız.
Sadece tur operatörlerin peşinden koşarak turizme çeşitlendiremeyiz. Bilakis tur operatörlerini yanımıza alarak onlarla beraber yeni müşteri profillerine çağrı yapıp Türkiye’ye kazanmamız daha doğru olur.”
TÜRKİYE PAZARINA 7 MİLYAR EURO
Baraner, Alman pazarının durumunu ve 2025 yılı için öngörülerini de paylaşarak şunları söyledi:
“2025 yılı için Almanya’daki turizm göstergelerinin olumlu bir seyir izleyeceğini düşünüyorum. Almanlar, tatil seyahatleri için bu yıl 85 milyar Euro harcamayı planlıyor. Bu rakamın 7 milyar Euro’luk payının Türkiye satışları ile gerçekleşeceği öngörülüyor. (otel, uçak, incoming, sigorta ve seyahat acentesi komisyonu olarak) Türkiye’deki özel harcamalar hariç. Son piyasa araştırmalarına göre, müşterilerin yüzde 30’u geçen yıla göre tatil için daha fazla harcama yapmak istiyor. Almanlar tatillerini önemserken, aynı zamanda evlerini güzelleştirmek ve sosyal deneyimlere yatırım yapma niyetindeler. Ancak restoran ve kafe ziyaretlerinde önemli bir tasarruf yapacaklardır. Bu bağlamda, Türkiye, Almanya’da en çok tercih edilen tatil destinasyonlarından biri olarak, İspanya ile birlikte ön sıralarda yer alıyor. Dokuz bin Alman seyahat acentesinde çalışan 44 bin satış elemanlarının çoğunun favori ülkesi Türkiye. Bakanlık çok iyi çalışıyor, otelcilerimiz anında her türlü soruya cevap veriyor, Incoming şirketlerimiz çok donanımlı dolayısıyla satış elemanları Türkiye’deki satışlardan memnun. (Müşteri sayısı artmasa da pahalı paketlerin komisyon oranı oldukça tatminkar) Tabii Türkiye’nin yüksek fiyatlarını şikayet edenler de var.”
BU YOLDA DEVAM ETMEK TÜRKİYE’NİN ÇIKARINADIR
“Ancak Paket turlar, 5 yıl öncesine göre yüzde 40-50 daha pahalı olmasına rağmen yoğun bir şekilde kabul görmekte. Türkiye 2025 yılının birçok tarihinde Mauritius Adaları’ndan, Miami’den, İspanya’dan, Dubai’den daha pahalı paketlere sahip, ancak otellerimiz bu fiyatların hakkını veriyor bu yolda devam etmek Türkiye’nin çıkarınadır.”
PAZARLAMA VE SATIŞ ÇEŞİTLİLİĞİNİ ARTIRMAK ZORUNDAYIZ
“Her zaman vurguluyorum ki Türkiye, Almanya’dan her yıl 10 milyon Alman turisti getirme potansiyeline sahiptir. Yedi milyon yaz aylarında, üç milyon da kış aylarında. Bu bağlamda, Almanya ile ilişkileri yalnızca Türkiye’deki ürün çeşitliliğini değiştirmekle değil, Avrupa genelinde pazarlama ve satış çeşitliliğini de artırmak zorundayız. Türkiye’nin, farklı dinamiklerle pazarlanması için ilişki kurulması gerekmekte. Alman toplumunun kültürel ve geleneksel zenginliği, kültürlere merakı, spor tutkusu, wellness-fitness heyecanı ve sayısız hobileri tatil alışkanlıklarını şekillendirecek temel unsurlardan biri. İşte tam da bu düşünce için Almanya ile ilişkileri yalnızca Türkiye’deki ürün çeşitliliğini değiştirmek değil, Avrupa’da pazarlama ve satış çeşitliliğini de yaratmamız lazım. Türkiye’nin pazarlanması için farklı dinamiklerle ilişki kurmamız gerekir.”
TÜRKİYE, ALMANLARIN ÖNEMSEDİKLERİNİ TAKİP EDİP, PAKET HALİNDE SUNMALI
“Alman toplumu, kültürel ve geleneksel olarak çok çeşitli ve zengin boş zaman alışkanlıklarına ve hobilerine sahip bir toplumdur. Milyonlarca insan spor yapıyor ve derneklerde birçok konuda aktif bir şekilde yer alıyor. Bunun dışında doğa turları, antik kentlere yürüyüşler ve büyük müzik festivalleri (Schlager), Almanların çok önemsediği ve para harcadığı konulardır. Bunları da Türkiye’nin çok daha yakından takip edip ürün halinde Almanya’da sunması gerekiyor. Son sekiz yıldır Türkiye’ye karşı sert bir bakış sunan Alman basını, Suriye’deki gelişmelerden sonra Türkiye’ye karşı oldukça yumuşadı.”
HİÇBİR TUR OPERATÖRÜ TÜRKİYE’DEKİ PAYINI KAYBETMEK İSTEMİYOR
Baraner, Türk kökenli tur operatörlerinin 2025 yılını çok donanımlı ve büyük kapasitelerle karşıladıklarını belirterek, sözlerini şöyle noktaladı:
“ANEX Grubu, Ferientouristik/CORAL ve Bentour çok ciddi bir altyapı oluşturdular ve pazar payları giderek artıyor. Eğer beklenmedik bir olumsuz olay olmazsa, üçüncü de 2025 sezonunda ciddi bir şekilde kapasite artıracaklar ve Alman pazarında büyüyecekler. Bu durum, tabii ki diğer tur operatörlerini Türkiye pazar payını kaybetmemek için daha çok kamçılıyor. Hiçbir tur operatörü Türkiye’deki payını kaybetmek istemiyor. FTI gibi yüksek kapasiteyle Türkiye’de çalışan bir tur operatörünün iflas etmesinin ardından, 2025 tur operatörleri arasında Türkiye pazar paylaşım yılı olacak. Zira para Türkiye’de kazanılıyor, diğer destinasyonların hiçbirinde Türkiye kadar yüksek rant yok. Türkiye pazar payı azalan büyük tur operatörlerinin bütçeleri altüst olur. Bu anlamda tüm tur operatörleri için Türkiye, en önemli destinasyonlardan biri ve hayati değer taşıyan bir destinasyon statüsündedir”.
Fulya OMAÇ / İzmir