Türkiye’de tarım eğitiminin 175’inci yıldönümü dolayısıyla Ege Üniversitesi tarafından “Tarım Haftası ve Tarım Bayramı” programı düzenlendi.
Programın açılışında konuşan Tarım ve Orman Bakanı Dr. Bekir Pakdemirli, son yıllarda ülkeler arası mücadelelerin su ve gıda gibi temel besin kaynaklarına göre yeniden şekillendiğini söyledi.
Tarım sektöründe bilginin ve bilgiyi ürüne dönüştürebilenlerin bugün bir adım önde olduğunun görüldüğünü vurgulayan Bakan Pakdemirli, “Bundan 40-50 yıl önce kitaplarda az gelişmiş ülkeler tarım ülkesi olarak nitelendirilirdi. Gelişmişlik düzeyini belirleyen ise tarımdan çok sanayi ve teknolojiydi. Bugün görüyoruz ki tarım, ekonominin ve sanayinin ana hammaddesi. Tarım, ekolojinin, biyolojinin, iktisadın kesişim merkezi. Ticaret, sağlık ve turizmin lokomotifi. Bu bakımdan bugün tarıma dönük her yatırım tüm sektörlere yapılan yatırım anlamına gelmektedir.’’ Dedi.
Tarım ve Orman Bakanı Dr. Bekir Pakdemirli konuşmasında bakanlık olarak tarım konusunda diğer sektörlere kaynak yaratacak bir politika benimsediklerini vurguladı. Pakdemirli, 21. Yüzyıldaki tarım politikalarında küresel rekabet, iklim değişikliği, artan nüfus, salgın hastalıklar, rakip ülkelerin tarım ve istihdam politikaları gibi birçok unsuru da dikkate alarak hareket ettiklerini söyledi.
”Biz her zaman yarınlarımıza pozitif bakıyoruz ama en kötünün de kötüsü senaryolara da her zaman Bakanlık olarak sektör paydaşlarımız ile birlikte hazırız” dedi.
“Pandemi döneminde temel gıdanın önemini daha iyi anlaşıldı”
Toplantıda bir konuşma yapan Ege Üniversitesi Rektörü Necdet Budak ise Türk Dünyası Tarım Çalıştayına kapsamlı bir şekilde hazırlandıklarını söyledi.
Rektör Budak, “Burada amacımız olası salgın süreçleri olsa da olmasa da başta, ülkemizin gıda güvenliği olmak üzere
Türk Cumhuriyetlerinde halk sağlığı, mikrobik saldırılarla mücadele yolları, gıda güvenliği, gıda alanında lojistik destek alanlarının yeniden tanzim edilmesi, gıda tüketiminin denetimi, gıda tüketiminde tıbbi denetim, gıda kaynaklarının yönetimi, Türk Cumhuriyetleri arasında işbirliği ve dayanışma, su politikaları, küresel ısınma ve iklim değişikliği, tarımsal eğitim-öğretimde uzaktan erişim modelleri, tarımsal teknoloji savaşları, bioterör, biyoteknoloji, moleküler biyoloji, biyolojik silahların yayılması, tarımda yapay zeka ve tarımda endüstri 5.0 gibi konuların ele
alındığı söz konusu çalıştayda yeni politikalar oluşturarak tartışabiliriz. Neden Türk dünyasında böyle bir projeyi ele aldık diye aklınıza bazı sorular gelebilir. Dünyadan özelikle de Avrupa’dan tarım sektörü ve ticareti anlamında izole olmamız asla mümkün değil. Ancak bazı stratejik durumlarda Türk Dünyasının birlikteliği ciddi önem arz
etmektedir. Pandemi sürecinde olduğu gibi gelecekte yaşanabilecek olası olumsuzlukları birlikte öngörmeli ve ortak akılla çözümler üretmeliyiz. İşte bu nedenle de buğday pirinç mısır ve patates gibi stratejik ürünlerin bir ülke için ne kadar önemli olduğunu bilincinde olmalıyız. Tarım Bakanımızın olası etkenler dâhilinde devlet nezdinde yapılması gerekenleri yaptığını biliyoruz. Bakanımızın katılımcı anlayışla ülkemiz tarım politikalarının geleceğine ilişkin yol haritası niteliğindeki Tarım Şurası Raporu bu anlamda çok önemli bir stratejik belgedir” dedi.