ABD’de resesyon ihtimalleri yukarı yönlü revize edildi. Goldman Sachs ve JPMorgan gibi bazı ‘Wall Street bankaları’ bu ihtimalin arttığı yönünde görüş açıkladılar.
Resesyon, bir ülkenin ekonomik faaliyetlerinde en az altı ay süreyle gerileme yaşanması anlamına geliyor.
Büyümeye ilişkin verilerde ilk bakılan gösterge iş gücü ve işsizlik durumu; işte burada ABD ekonomisinde kısmen bir bozulma dikkat çekiyor. Nitekim ABD’de işsizlik oranı, temmuzda yüzde 4,1’den 4,3’e çıktı. Art arda 4 aydır artış gösteren işsizlik oranı Ekim 2021 yılında en yüksek seviyesine ulaştı. Piyasa beklentilerinin üzerinde gerçekleşen işsizlik oranının bu dönemde haziran ayında olduğu gibi yüzde 4,1 olması öngörülüyordu. Son veriler iş gücü piyasasında öngörülenden daha hızlı bir bozulmaya işaret etse de, bazı analistler ise bunun geçici olduğunu ifade ediyor.
Ancak işgücü piyasasına yansıyan veriler aslında şirketler için satış, kârlılık gerilemesi ve beklentiler üzerinden sanayi sektörünün performansına bağlıyken, faiz ve kur değişkenlerinin piyasalara özellikle tahvillere etkisi de takip ediliyor. Nitekim yaklaşık bir hafta önce finans piyasalarında Japon yeninin ABD doları karşısında değerlenmesi piyasalarda dalgalanmalara sebep oldu. Kur arbitrajında bu beklenmedik oynaklık ABD ‘de faiz indirimlerinin öne çekilmesinde daha hızlı davranmaya sebep olup-olmayacağı tartışılıyor. Beklenti Fed’in eylül ayında 25 bps faiz indirimi iken 50 bps faiz indirimi gerçekleşme ihtimali %79’a yükseldi (1 hafta önce %11 idi).
Ancak faiz indiriminin de enflasyonu arttırma ihtimali var. Oysa Fed iki yıldır enflasyon beklentilerini düşürmeye çalışan yönlendirmeler yapıyordu.
Şimdilerde Temmuz ayı ABD işgücü raporunun bir resesyon mu yoksa ‘yavaşlama mı?’ sorusuna yanıt aranacak.
Ekonomist Nouriel Roubini Bloomberg TV’ye verdiği söyleşide, ABD’de resesyon ve Fed’den büyük bir faiz indirimi beklemediğini belirtti.
ABD Borsası ise son günlerde resesyon endişesini fiyatlayan ‘Oynaklık’-volatilite- gösteriyor.