Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İbn Haldun Üniversitesi Külliyesi Açılış Töreni’nde konuştu.
Konuşmasında siyasi bağımsızlığın da, ekonomik bağımsızlığın da temelinde fikri bağımsızlık yattığını söyleyen Erdoğan, konuşmasında eğitim ve öğretimin önemi üzerinde de durdu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Fikri bir buhranın içinde çırpınıyoruz. Osmanlı’dan Cumhuriyet’e ülkemizin yaşadığı bu tartışmaların temelinde geleceğimizi nerede arayacağımız olmuştur.” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, aklı hür, fikri hür, vicdanı hür nesiller yetiştirilmek üzere çıkılan yolun ‘Batı taklitçiliğine’ dönüştüğüne işaret ederek, bunun büyük bir kayıp olduğunu söyledi. ”Hükümet olmakla muktedir olmak, muktedir olmakla iktidar olmak arasındaki farkı iyi biliyorsunuz. Gerçek iktidarın fikri iktidar olduğunu iyi biliyoruz. Tek tek bireylerden başlayarak, toplumun tamamına uzanan fikri iktidar yolu zor ve zahmetli bir süreçtir. Kendimi bu konuda mahzun hissediyorum.”
‘Yapmamız gereken kendi medeniyet birimimize uygun nesiller yetiştirmektir.’
Cumhurbaşkanı Erdoğan iktidarları sürecinde, 18 yılda her alanda tarihi eserlere ve hizmetlere imza attıklarını belirterek ancak ”kültürde arzu ettiğimiz ilerlemeyi sağlayamadığımızı düşünüyorum.” ifadelerini kullandı.
”Türkiye kuru kuruya batıcılık saplantısı yanında, pek çok sapkın ideoloji ve akımın zehrine de maruz kalmış bir ülkedir. Fikri iktidarımızı bize ait olmayan bir medeniyete kaptırmamızın nedeni, bu sapkın akımların önlerinin bilinçli şekilde açılmasıdır. Amorf bir nesil yetiştirme gayreti oldukça pahalıya mal olmuştur. Döktüğümüz nice gözyaşların, acıların gerisinde kuşaklar boyunca maruz kaldığımız fikri irtica vardır. Yapmamız gereken kendi medeniyet birimimize uygun nesiller yetiştirmektir.” dedi.
‘Tek vazgeçilmezimiz inancımızın naslarıdır. Onun dışındaki her şeyi yeniden yorumlamak, üretmek mümkündür.’
”Taklitçilik mevcudun ardından girmek demektir. Bize lazım olan ilhamını gelenekten alan yenilikçiliktir. İletişim mecralarının böylesine geliştiği günümüzde başka türlü hareket etmenin mümkün olmadığını biliyoruz. Günlük hayatımızda otomobili bırakıp atı ulaşım aracı olarak görme gibi şey yok. Bizim derdimiz arayışımız başka. Dünyadaki hakim fikri anlayışın ve fiili düzenin ardından giderek kendimize çok daha iyi bir medeniyet inşa edemeyeceğimize inanıyorum. Tek vazgeçilmezimiz inancımızın naslarıdır. Onun dışındaki her şeyi yeniden yorumlamak, üretmek mümkündür. Ne insanlığın milletimizin ve inancımızın binlerce yıllık birikimine sırtımızı döneceğiz, ne de modern dünya imkanlarını reddedeceğiz. İnsanoğlu kimi zaman iyi yönde, kimi zaman kötü yönde kendisini yenileyen bir varlıktır. Biz her alanda olduğu gibi fikri alanda da üretici olma peşindeyiz.”