Birleşmiş Milletlere (BM) göre, bugün dünya nüfusunun yüzde 55’i şehirlerde yaşıyor ve bu oran gelecek 30 yılda yüzde 68’e yükselecek. Başka bir ifadeyle şehirli nüfusuna 2,5 milyar kişi daha eklenecek.
Bu süreçte şehirlerde artan nüfusla beraber ortaya çıkan kentleşme, beraberinde sosyal, çevresel, ekonomik, güvenlik problemlerini öne çıkıyor. Ayrıca altyapı, sağlık, atık ve konut açığı gibi başlıkları da gözardı etmemek gerekiyor.
Trafik ise önemli bir sorun, otomotiv sektöründe yaşanan gelişmeler, ulaşım ve taşımacılık gibi alanlarda ciddi değişiklikler yaratıyor.
Şehirlerin bu kaotik durumu ‘akıllı şehir’ kavramını üzerinde düşünülmesine yol açıyor.
Artan kentleşmede ‘akıllı şehir’ uygulamaları öne çıkıyor.
Kentleşme problemleriyle ilgili olarak Mckinsey Küresel Enstitüsü’ nün araştırması, ”Akıllı şehirler: Daha yaşanabilir bir gelecek için dijital çözümler” adlı çalışmaya göre, güvenlik, sağlık, hareketlilik, enerji, su, ekonomik kalkınma ve konut, atık ve vatandaşlık hizmetleri alanındaki akıllı uygulamalar şehirleri daha sürdürebilir hayatın yaşandığı yerler haline getirecek.
Yani artan kentleşme ile sosyal, teknolojik ve ekonomik düzlemi hızla değişirken “akıllı” şehir yatırımları artacak.
Şehirlerde Akıllı ekonomi ve Akıllı Yönetişim Ön Plana Çıkacak
Akıllı şehirler sayesinde vatandaşlar kamu ve özel hizmetlerinden daha hızlı, kolay, erişilebilir bir şekilde faydalanma imkanı bulacak. Vergi bildirimleri gibi vatandaşlık hizmetleri dijital hale gelirken, akıllı ekonomi ve akıllı yönetişim ön plana çıkacak. Akıllı şehirlerde kamu kaynakları daha iyi kullanacak ve hizmet maliyetleri düşerken yaşam kalitesi artacak. Evlerin enerji ihtiyacını, iç ve dış sıcaklıkları hakkındaki verileri toplayıp, analiz edecek uygulamalar daha da ön plana çıkacak.
İşte burada özellikle ‘Veri Analizi’ kavramı Akıllı Şehirlerin temel nedeni görülüyor; Nitekim IMD Smart City Observatory (Akıllı Şehir Gözlemcisi), dünyanın en akıllı 10 şehrini açıkladığında listenin ilk sıralarında teknoloji startupları ve ‘Veri Analizi İşlemleri’ önemli kriter oldu:
IMD Smart City Observatory (Akıllı Şehir Gözlemcisi), Singapur 1. Sırada yer alırken 10. sırada ise New York bulundu.
Akıllı Şehir Gözlemcisi, Dünyanın En Akıllı 10 Şehrini Açıkladı!
1-Singapur:Aralarında Amazon Web Services, Cisco Systems ve Schneider Electric gibi şirketlerin yer aldığı 30’dan fazla büyük oyuncu, Singapur’un teknoloji startup’ları ve uluslararası paydaşlarla birlikte akıllı şehir teknolojileri geliştiriyor.
2-Helsinki: Şehirdeki akıllı şehir uygulamaları arasında, atıkları bir yeraltı boru sistemi ile uzaklaştırmayı sağlayan atık yönetim sistemi, şehirde başlanacak olan planlama ve inşaat projeleri ile ilgili büyük miktarda verinin analizi yapılıyor.
3-Zürih: İsviçre’nin başkenti Zürih, akıllı şehir stratejisini üç ana alana odaklıyor. Entegre toplu taşımanın gelecekteki biçimleri, dijital şehir ve akıllı katılım.
4-Auckland: İnovasyona odaklanan Auckland’da tüm ulaşım biçimlerinde ve hizmetlerinde operasyonel etkinliği, verimliliği, güvenliği ve güvenilirliği artırmak için veri analizi yapılıyor.
Görüldüğü gibi Akıllı Şehir uygulamaları genel olarak inovasyon, veri analizi, verimlilik üzerine odaklanıyor.
IMD Smart City Observatory (Akıllı Şehir Gözlemcisi)’ nin sıralamasında diğer şehirler şöyle:
5-Oslo 6-Kopenhag 7-Cenevre 8- Taipei City (Tayvan’ın ulusal dijitalleşme stratejisinin merkezinde sensörlerle veri toplayan şehir merkezleri yer alıyor. Örneğin dijital öğrenim platformu TaipeiCity CooC- Cloud; ve kent sakinlerinin kaynakları daha tasarruflu kullanmasını teşvik etmek için su, elektrik ve gaz kullanımlarını takip eden Smart Public Housing gibi uygulamalar yer alıyor.) 9-Amsterdam 10-Newyork: (Trafik ışıkları ile temas kuran sensörler, otobüs geldiğinde ışığı yeşile çeviriyor. Böylece otobüslerin hedeflerine zamanında varması sağlanıyor. Akıllı çöp tenekesi BigBelly ise üzerindeki kablosuz sensör ile çöp seviyesini kontrol ediyor ve çöp kamyonlarının rotasını optimize ediyor.)
Farklı Akıllı Şehir uygulamaları üzerinden sıralamalar değişebiliyor. Örneğin IESE Cities in Motion Endeksi, büyük şehirlerin dokuz ana boyutuyla inceliyor. Beşeri sermaye, sosyal uyum, ekonomi, kamu yönetimi, yönetişim, çevre, hareketlilik ve ulaşım, şehir planlaması, uluslararası erişim ve teknolojidir.
Hangi sıralama esas alınırsa alınsın şehir insanının sadece teknoloji ile mutlu olamayacağı, hız ve algoritmalar ile yüz tarama sistemi dahil kişisel takip sisteminin insan hakları ve kişisel gizliliğe ilişkin de bir çok sorunlar getireceği unutulmamalıdır.