Dünya genelinde sağlık harcamaları 7,7 trilyon doların üzerinde olsa da bu harcamalarının %77’si gelişmiş ülkelere ait. Ancak dünya genelindeki gelişmişlik farklarına göre sağlık harcamalarındaki bu dengesizlik, tıp için dünyanın en geniş mali kaynağın aktarıldığı Amerika Birleşik Devletleri’ nde kendi içinde de ayrı bir çelişki konusu..
ABD’ de özellikle korona nedeniyle ölüm vakalarının ve bulaş riskinin toplumun alt kesimlerinde belirgin bir farkla etkilediği görülüyor.
Nitekim Amerika Birleşik Devletleri Covid-19 salgınında dünyada en fazla can kaybı veren ülke ve vaka artışında grafiklerde hızla yükselen bir eğri çizdi. Ölüm sayılarında siyahiler ve Hispanikler daha yüksek oranlarda.
Covid 19’ un siyahiler ve Hispaniklerde yüksek olmasının bir nedeni sağlık hizmetlerine erişimde dezavanjlı guruplar arasında olması; diğer bir neden kronik rahatsızlıkların yüksekliğiyle ilişkili.
Bunda sigortasız, hastane masraflarını karşılamaktan yoksun ve özellikle koruyucu tıp uygulamalarından yeterince yararlanamayan insan sayısının fazlalığını ortaya çıkarıyor ki, Halk sağlığı uzmanları bu rakamın 50 milyonu bulduğunu ifade ediyor.
Sağlığa Karşı kitabında (Jonathan M. Metal, Anna Kirkland) tıp hizmetleri konusunda ABD’ deki bu dengesizliklere dikkat çekilerek şu ifadeler kullanılıyor: ”Hastalıkların görülme sıklığındaki ve yaygınlığındaki eşitsizliklerin, gelir ve sosyal destek eşitsizlikleriyle yakından ilişkili olduğuna inanıyoruz.” (S/11)
Sağlık alanında dünyanın en fazla kaynağını aktaran ülke olmasına karşın; sigortasız ve dolayısıyla hastane masraflarını karşılamaktan yoksun insan sayısı bakımından da önde geliyor!.. Üstelik yaklaşık 50 milyon kişi de 3.-4. Dünya toplumlarınkine denk düzeyde sağlık hizmeti alıyor.
Amerika toplumun ‘sağlık anomalisi’ aşırı kilo ve obezite
Dünya Sağlık Örgütü rakamlarına bakılırsa, Amerika toplumunun bütünüe yayılan sağlık sorunlarının temelinde aşırı kilo ve obezite öne çıkıyor. DSÖ ‘ye göre özellikle son 25 yıldan fazla bir süredir, yetişkin nüfusun yarısından fazlası aşırı kilo aldı veya obezleşti. Yetişkinlerin üçte ikisinden fazlası ve Amerika Birleşik Devletleri’ndeki tüm çocukların ve gençlerin yaklaşık üçte biri aşırı kilolu veya obez olduğu anlaşıldı. (overweight or obese.)
Obezite en çok 40 yaş ve üstü ve Afro-Amerikan erişkinlerde rastlanıyor; yüksek gelirli yetişkinlerde ise az görülüyor.
Amerika’ da 2009-2012 yılları arasında yetişkin kadınların% 65’i ve yetişkin erkeklerin% 73’ü aşırı kilolu veya obezdi.
2009-2012 yılları arasında, 2 ila 19 yaş arasındaki her üç gençten biri aşırı kilolu veya obezdi.
Buna göre ABD gibi ülkelerde sağlık hizmetlerine erişim konusunda eşitsizlik yanında, tüketim retoriği anlamında obezite gibi aşırı ve sağlıksız yiyecek tüketimin hastalıklara etkisi büyük..
Dünyada sağlık hizmetlerine erişim konusunda büyük bir dengesizlik var
ABD gibi ülkede aşırı ve sağlıksız gıda tüketimi nedeniyle obez sayısı artarken, diğer yandan, dünya genelinde tıp hizmetlerine erişimde daha büyük bir dengesizlik var. WHO-UNİCEF 2014 Raporuna göre dünyada 2.5 milyar insanın yeterli seviyede sağlık hizmetlerine erişim imkanı bulunmuyor.
Nitekim kişi başına düşen doktor ve sağlık personeli sayısı ve önlenebilir hastalıklardan ölüm oranları gibi verilerin karşılaştırmalı analizi yapıldığında, sağlık alanındaki küresel dengesizlik çok belirgin.
Örneğin, kişi başı sağlık harcaması çoktan aza doğru sırayla; Kuzey Amerika’da 9.691 dolar, Avrupa’da 3.261 dolar, Latin Amerika’da 685 dolar, Doğu Asya ve Pasifik’te 671 dolar, Sahra-altı Afrika’da 84 dolar, Güney Asya’da 64 dolar şeklindedir.
Kişi başına düşen doktor ve sağlık personeli sayısında da aynı durumla karşılaşıyoruz:
Afrika’da her 3.324 kişiye 1 doktor düşerken, Asya kıtasında 1.239 kişiye 1 doktor, Ortadoğu’da 989 kişiye 1 doktor, Pasifik bölgesinde 533 kişiye 1 doktor, Amerika kıtasında 417 kişiye 1 doktor, Avrupa’da ise 293 kişiye 1 doktor düşüyor.
‘Dünyada anne-bebek sağlığı konusunda tıp hizmetlerine erişimde büyük bir dengesizlik var.’
Son yıllarda çocuk ölüm oranları ciddi bir oranda azalma eğilimine girmişse de dünyada bu sorunla mücadele eden ülkelerin sayısı hâlâ oldukça yüksektir.
Anne-bebek sağlığı, sağlıkta eşitliğin en önemli parametrelerinden biridir.
2017 verilerine göre dünyada ortalama 100.000 doğumdan 41’i ölümle sonuçlanırken, bu rakam Afrika’da 525, Ortadoğu’da 164, Asya’da 152 gibi çok yüksek oranlarda seyretmektedir. Doğuma bağlı anne ölüm rakamlarında dünya ortalaması yıllık yaklaşık 211.000 iken, bu rakam Sahra-altı Afrika’da 534.000’e kadar çıkmaktadır.
Beş yaş altı çocuk ölümlerinin yarısı Hindistan, Nijerya, Pakistan, Demokratik Kongo Cumhuriyeti ve Etiyopya’da görülmektedir. Beş yaş altı çocuk ölüm riskinin en yüksek olduğu ülkedeki oran, en düşük ölüm riski olan ülkedeki orandan 72 kat daha fazladır. Afrika’da her 10 çocuktan 9’u sıtma ve AIDS’ten dolayı ölmektedir. Dünya üzerindeki çocuk ölümlerinin yarısı ishal ve zatürreden kaynaklanmaktadır. Oysa tüm bu hastalıklar tedavisi zor olmayan, ilaç tedavisi yanında düzenli bakımla iyileşebilecek hastalıklardır.
Sağlık alanındaki veriler, sağlık hizmetlerinden en fazla mahrum olan kesimin az ve orta gelirli ülke halkları olduğunu gösterirken, bu ülkelerin içinde bulunduğu politik istikrarsızlık ve güçsüz devlet yapısı, gerekli sağlık hizmetlerinin verilmesindeki aksamaların temel sebepleri olmaktadır.