Mim Grubu, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin resmen tanıdığı bir istihbarat grubudur. Örgüt Karakol Cemiyeti olarak da bilinir, ittihat ve terakki, teşkilat-i mahsusa kadrolarinın da büyük bir bölümü buna katılmıştır. Ardından Mustafa kemal’e bağlı bir grup olarak Milli Müdafaa’ nın hareketine destek vermiştir. Asıl adı Müsellâh Müdâfaa-i Milliye’dir ve baş harfleri olan ‘M. M.’ nin Osmanlıca alfabedeki okunuşu olan “Mim Mim” kısaltmasıyla tanınmıştır. (aşağıda mim mim teşkilat logosu)
İşte bu örgüt içinde yer alan, Mustafa Kemal’in bizzat Onbaşı ve çavuşluk rütbesi verdiği, Topkapılı Tarzan Mehmet ‘in mücadelesi tarihin tozlu sayfalarından gün yüzüne çıkıyor.
Tarihçi ve öğretmen Seyhan Çağlar Emen, Tulumba teşkilatından MİM Gurubuna, Kurtuluş Savaşı’nın bilinmeyen kahramanlarından Topkapılı Tarzan Mehmet ‘in hikayesini formathaber’e anlatı.
Kurtuluş Savaşı’nda MİM Gurubun içinde yer alan Topkapılı Tarzan Mehmet kahramanlıklarıyla destan yazdı
‘’1 Haziran 1932 tarihinde vefat eden Topkapılı Tarzan Mehmet, Kurtuluş Savaşımızın bilinmeyen kahramanlarından biridir. Afacanlığından dolayı mahalle Mektebinden ayrılır ve okuyamaz, gençliğinde Tulumba teşkilatına girer, insanüstü cesareti, kavgacılığı ve külhanbeyliği ile İstanbul’un ünlü kabadayılarını kendisine bağlar. Çanakkale Cephesine gönüllü gider, Mustafa Kemal’in emrinde kahramanlık gösterince önce Onbaşı ve daha sonra da çavuşluk rütbesi bizzat Mustafa Kemal tarafından verilir ve Mustafa Kemal kendisine: ” Göreyim seni Topkapı’lı.” der.
Mustafa Kemal Paşa, Samsun’a hareket etmeden önce Şişli’deki evinde Tarzan Mehmet ile özel görüşerek emirlerini bildirir, omuzunu sıvazlayarak: ” Mehmet, Çanakkale’de nasıl kazandıysak yine öyle kazanacağız. Hele sizin gibi kahraman Türk çocukları oldukça ordularımızın yenilmesi imkansızdır. Göreyim seni Cambaz Mehmet Bey.” der.
Topkapılı Tarzan Mehmet İngiliz Taburu tarafından korunan Maçka Kışlasına tünel kazarak cephane kaçırır
İstanbul İngilizler tarafından işgal edilmiştir, Cambaz Mehmet, İstanbul’un tüm külhanbeylerini toplar, ” Arkadaşlar, bu millet asla yok olamaz” diyerek Mustafa Kemal’in emirlerini açıklar, M.M. Grubuna katılacaklardır.
İstanbul’da meşhur külhanbeyleri, hırsızları ve yankesicilerini toplar ve teşkilatlandırır. Vatan mevzu bahis ise gerisi teferruattır. O tarihte Harbiye Nazırlığı Müsteşarı olan Albay İsmet (İNÖNÜ) Bey’den silah depolarının yerini ve terhis olan askerlerimizin adreslerini temin ederler. Cambaz Mehmet, İstanbul’da mevcut feleğin çemberinden geçmiş külhanbeyleri, hırsız ve yan kesicileri toplayarak planlarını açıklar: ” Depolardan silah çalma işini üzerime alıyorum, İstanbul’un tüm tanınmış hırsızları ve yankesicileri benim emrimdedir, bu insanlar hırsızdır, yan kesicidir ama aynı zamanda sizin kadar, benim kadar vatanseverdir.”
Maçka Kışlasında bir İngiliz Taburu tarafından korunan depoların altına tünel kazılarak silahları alırlar ve ortaya çıkan toprakları da cephane sandıklarına doldururlar, bu faaliyetten İngilizlerin ruhu bile duymaz. Rami Kışlasında bulunan topların mutlaka Ankara’ya gönderilmesi gerekince Fransız askerleri tarafından korunan Rami Kışlasına Fransız askeri üniforması giymiş M.M. Grubunun fedaisi olan Cambaz Mehmet’in adamları tarafından Fransız askerlerinin gözü önünde toplar taşınır. Silahlar Malatyalı Hacı Dede’nin emrindeki hamalları tarafından hiçbir ücret alınmadan gönüllü olarak sahile taşınarak İpsiz Recep Reis’e teslim edilerek İnebolu’ya gönderilir.
Aynı zamanda yüzlerce komutan ve subay Ankara’ya gizlice götürülür.
Topkapılı Tarzan Mehmet İngiliz İşgal kuvvetleri Komutanının makam arabasını çalıp Mareşal Fevzi Çakmak Paşa’ya teslim etti
Topkapılı Tarzan Mehmet ve gurubu, İngiliz İşgal kuvvetleri İstihbarat Başkanı Yüzbaşı Bennet’i ortadan kaldırmak için suikast yaparlar ama ayaklarından vurulan Bennet ölmez ve Londra’ya geri gönderilerek saf dışı bırakılır. Tarzan Mehmet, İngiliz İstihbaratının en önemli ajanı papaz Fru ile irtibat kurar, İngiliz karargahına bir gece gizlice girerek çok önemli bilgi ve belgeleri çalarak Ankara’ya gönderir. Ayrıca İngiliz İşgal kuvvetleri Komutanı General Harrington’un makam arabasını çalarak, Akşehir’e götürür ve Mareşal Fevzi Çakmak Paşa’ya teslim eder.
6 ekim 1923 günü Türk Ordusu İstanbul’a girince en önde alkışlayanların arasında Cambaz Mehmet ve fedaileri yer alır; Atatürk, Cambaz Mehmet Bey’e İstanbul milletvekilliğini teklif eder ama kabul etmez, Vatana hizmet Aylığını da almaz ve ısrar ederler ama aldığı her aylığı ölünceye kadar Kızılay’a bağışlar. 1 Haziran 1932 günü vefat ettiğinde Atatürk’ün verdiği İstiklal Harbi madalyasından başka hiçbir mal varlığı çıkmamıştır. Bu adsız kahramanları masa başı ısmarlama tarih yazanlar bilmez, bu kahramanları milli masal anlatan tarih kitapları yazmaz.’’