DOLAR
EURO
STERLIN
FRANG
ALTIN
BITCOIN

Hekim, Ayhan Sinci ile ‘İmkanım Olsaydı’ öykü kitabı üzerine konuştuk

Yayınlanma Tarihi : Güncelleme Tarihi : Google News
Hekim, Ayhan Sinci ile ‘İmkanım Olsaydı’ öykü kitabı üzerine konuştuk

Sayın Ayhan Sinci ‘nin, ‘İmkanım Olsaydı’ adlı öykü kitabı yayımlandı.

Hekimlik mesleğini sürdürürken edebiyat alanında da güçlü gözlem gücünü yazıya döken ve akıcı üslubuyla dikkati çeken Ayhan Sinci ile kitap hakkında konuştuk.

Hekim, Ayhan Sinci ‘nin, ‘İmkanım Olsaydı’ adlı öykü kitabı üzerine röportajı  optimushaber’den Osman Özbaş hazırladı.

‘İmkanım Olsaydı’ isimli öykü kitabınız yayımlandı.  Yazı üslubunuz akıcı tavır hemen dikkati çekiyor. Öncelikle şunu sormak isterim, anlatım biçiminizde neden öyküyü seçtiniz?

Öncelikle böyle bir platformda kitabımı ve kendimi tanıtma fırsatı bulduğum için size teşekkür ederim. Kitabın yazılması kadar okuyucu ile buluşması da çok önemlidir; bu bence yazmaktan daha da önemlidir; tozlu raflarda okunmamış bir kitap ne kadar değer taşıyabilir, bu bağlamda buna aracılık ediyorsunuz bu hiç de azımsanacak bir şey değil. İmkanım olsaydı kitabımda öykü karakterini seçmem belki bu yolda kendimi tanıma isteğimdi; ilk yolculuğumda belli bir konu üzerinde yoğunlaşmak istemedim belki de bunu daha sonraki bir zamana bıraktım.
s.20191217235021.jpg
Mesleğiniz Hekimlik, kardiyoloji uzmanısınız; kalp-damar üzerine hastalıkların teşhis ve tedavisine yoğunlaşıyorsunuz; öte yandan öykü sanatı veya genel olarak edebiyat, romantizmden belli ölçüde besleniyor. Aklıma Sherlock Holmes ‘ un yazarı Sir Arthur Conan Doyle geldi, o da bir hekimdi; insanın suç mahallindeki ayrıntıları yakalamakta ustaydı. Şunu sormak isterim; öykü yazmak bir anlamda ayrıntılara dikkat çekmektir. Hayata karşı gözlem gücünüzü besleyen duygular nelerdir acaba? 
Gözlem gücümün oluşmasında sanırım babamı erken yaşlarda kaybetmem dolayısı ile hayatın içine erken akmam etkili oldu. Sonradan hekim olmam ve klinik bir branşta çalışıp her gün onlarca hasta ve Yakını ile karşılaşmam da bu yetimi geliştirmiş olabilir
Kitap kapağında sulu boyayla maviye boyalı fonda beyaz bir yelkenli formu dikkat çekiyor.   Çocukluk döneminden en aşina olduğumuz sulu Boyalar ile beyaz yelkenlilerin düşleri arasında bir bağlantının olduğunu düşünebilir miyiz?
Aslını sorarsanız lise yıllarında resimim hiç de iyi değildi hatta çoğu zaman ödevlerimi bu işten iyi onlayan bir abiye yaptırdığımı itiraf etmeliyim. Ancak söz konusu deniz yelkenli gibi durumlar olunca kitapta da belirtiğim gibi geç tanışmama rağmen hemen benimsedim ve vazgeçilmezlerim oldu; burda yanlış anlaşılmasın bir yelkenlim veya teknem yok; aslında bunun çok da önemi de yok yani deniz kenarında oturup demli bir çay içmekte fazlasıyla iyidir. Bu arada Kekova mavisi en sevdiğim renktir beyazda sanırım mavinin  yani denizin gelinliği gibi geliyor bana şu an düşününce.
Kitap, son satırlarında Kavafis ile bitiyor; ‘Ömrünü nasıl tükettiysen burada, bu köşecikte/ öyle tükettin demektir bütün yeryüzünü de’ diyor. çok ilginçti okuduğum, pasta mumunu üflerken ana tema’nın duman çıkarmak olduğunu yazıyorsunuz. Ömür ve duman metaforu için neler söylersiniz?
Ömürün süresinden çok nasıl geçtiği önemli, bazen şunu da yapalım böyle de olsun sonra bakarız gibi hep bahanelerimiz olur; oysa duman metaforunda olduğu gibi her şeyin bir sonu var. Endüstriyel toplumlarda yani günümüzde doğum günlerimizin ne kadar sık geldiği, daha dün pasta kesmiştim gibi sözleri sıkça duyarız. Yaşadıkça problemler bitmeyecektir. İşte burda da edebiyat imdadımıza yetişiyor; bazen bir kelime veya aforizma örneğin intihar etmek isteyen birini bu fikrinden alıkoyabilir, oysa bu intiharı belki hiç bir para veya benzeri vaat geri çeviremeyecektir; işte bu edebiyatın gücüdür .
Kitabınızdaki birçok ara başlıklar var. ‘Mavi’ ‘Kırmızı’ ‘Masa’ ‘Atlar’ ‘Acaba’ lar… veya ‘dost’ gibi…  ‘Düşünce’ ‘Devekuşu’.. ’Bakarız’ ‘Koku’, ‘Seçilen’… Daha birçokları var. Sizin genel anlamda hayatta öne çıkarmak istediğiniz ortak değerler nelerdir ya da şöyle sorayım, yazıdaki gözlem gücünü destekleyen nasıl bir yaşam felsefeniz vardır? (Kral başlığındaki bölümde vicdan konusuna da değinmişsiniz; Sayfa/109) 
Çok önemli bir tespit yapmışsınız vicdan evet çok önemli bunun farklı bir metaforu var yani eğitimle çok ilgili olduğunu düşünmüyorum. Tabii eğitim önemli ama çok fazla bileşeni olduğu muhakkak yaptığınız işi düzgün yapmak başarılı ve kalıcı olmak için vicdan terazimiz kuyumcu işçiliğinde olmalı.
Kitabınızda ‘Atlar’ ara başlığındaki yazı, ‘Hayvanlar içinde en çok sevdiğin ne diye sorsalar hiç tereddüt etmeden at derim.’ Cümlesiyle başlıyor. Ata hem palanlı hem de eğerli binmişliğim oldu, diyorsunuz ve ikisi arasındaki farka dikkat çekiyorsunuz; hissetmek duyumsamak gibi…Biz de Hayat ve Yaşamak üzerine At’a binmekle ilgili bir metafordan yola çıkarsak; ömür yolculuğumuzda hayatı ıskalamayı nereye oturttursunuz? (‘anı yaşamak’ gibi)
Ata binme şansını yakaladığım için mutluyum, insanın en iyi halidir at öyküde de anlattığım gibi bir süre sonra sizinle bütünleşir. Çocukluğumda köyden bulunduğumuz ilçeye atla ulaşım sağlardık yani bir yerde yolculuğunuz böyle olurdu. Hayatta bir yolculuk olduğuna göre elbette bir gün bitecek işte arkaya dönüp baktığımızda pişmanlıklarımız olsa da bunların az olması yaşamı değerli kılar bu bağlamda anı yaşamak vicdanlı olmak ve isteklerimizin peşinden gitmek öne çıkıyor işte bunları yapabildiğimiz ölçüde hayatı da ıskalamamış oluruz..
Ayhan Sinci’ nin imza günü 21 Aralık’ ta
Ayhan Sinci’ nin imza günü 21 Aralık’ ta 2019 cumartesi günü, saat 14:00 ‘de, Manisa Büyükşehir Belediyesi Kültür Merkezi, Fuaye Salonu’ nda yapılacak.
YAZAR HAKKINDA
Ayhan Sinci 1963 yılında Elazığ’ da doğdu. Tıp Fakültesini ve uzmanlık eğitimini tamamladıktan sonra Ağrı, Erdek,Bırsa, Bilecik ve Manisa illerinde pratisyen ve uzman doktor olarak görev yaptı. Halen Manisa’ da özel bir kurumda kardiyoloji uzmanı olarak çalışmaktadır. Evli, bir kız ve erkek çocuk babasıdır.
KİTAP KÜNYESİ
Sisyphos Yayınları, Yayın No: 109, Birinci baskı, Kasım 2019

YORUM YAP