İklim değişikliği, su ve diğer kaynaklar üzerinde stres oluşturması, toprakları verimsizleştirmesi gibi bugünden gözle görülür sonuçlarıyla bizleri yüzleştiriyor. Araştırmalarda tarım alanlarının çoraklaşması, çölleşme tehlikesinin ekosistemi tahrip ettikçe, tarım mahsullerinde zararlı ve hastalıkların çoğalmasına da sebep olacağı vurgulanıyor.
National Center For Athmospheric Research (NCAR) yer alan uluslararası rapora göre özellikle fakir ve tropikal iklimdeki bölgeler iklim değişikliğinden en çok etkilenecek yerler olacak. İklim değişikliğinin orta vadede gıda güvenliği konusunda riskleri barındırdığı da hatırlatılıyor. Bu süreçte toplumlardaki gelir dağılımı, eşitsizlik ve diğer faktörler ile gıda güvenliği ve iklim değişikliğinin sonuçlarıyla yüzleşmemiz gerekebilir.
Bunun yanında Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı’nda, COP21 olarak da bilinen atmosferin sıcaklık derecelerinin yükselmesi ve yağış projeksiyonunun bozulması da gıda üretimini tehdit etmekte, taşıma sistemini aksatmakta ve gıda güvenliğini düşürdüğü belirtiliyor. Tahminlemeleree göre Sera gazı yoğunluğu, insan nüfusundaki artış, düşük ekonomik büyüme en kötü senaryoda 175 milyon insanın yetersiz beslenmesine neden olabilir. Bu düşüş ekonomik büyümenin artması ve doğum hızının yavaşlamasından kaynaklanacak. Aslında günümüzden bakıldığı zaman bu oldukça iyi bir sayı çünkü bugün 805 milyon insan yetersiz beslenme sorunuyla karşı karşıya olup bu sayı 1990’ların başın 1 milyarı bulmuştu.
İklim Değişikliği, pandemiden 6 kat daha fazla ölüme yol açtı!
İklim değişikliği Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres açıklamalaında da yer buldu. Guterres önlem alınmamasında daha da fazla gecikilmesi durumunda insanlığın doğaya karşı verdiği savaşın “intihar girişimi” olduğunu söyledi.
Guterres, Columbia Üniversitesinde düzenlenen panelde, “Gezegenin Durumu” başlıklı bir konuşmada hava ve su kirliliğinin neden olduğu ölümlerin pandeminin neden olduklarından 6 kat daha fazla olduğunu belirtti.
Guterres, dünyanın iklim felaketi ile karşı karşıya olduğu uyarısında bulundu. Kaynakların artık bozulan gezegene daha fazla yük olacak şekilde kullanılamayacağına işaret eden Guterres, “yeşil düğmeye” basma ve dünya ekonomisini dönüştürme zamanı geldiğini söyledi.
Ayrıca son dönemlerde sulak alanların azaldığı da vurgulanan araştırmalarda İklim değişikliğinin temiz suya erişimi zorlaştırarak yoksul halkın sağlığını tehdit edeceği de hatırlatılıyor.
Dünyanın ortalama yüzey sıcaklığı artıyor!
Dünyanın ortalama yüzey sıcaklığındaki değişimi gösteren grafik küresel ısınmayı gözler önüne seriyor. 1951-1980 arasındaki ortalama yüzey sıcaklıkları normal kabul edilerek elde edilen aşağıdaki grafik, 1880 yılından günümüze bu ortalamadan sapmaları gösteriyor (Kaynak: NASA/GISS).