Önce belli ürünlerde stokçuluk, sonra tüm ürünlerde fahiş fiyatlar, şimdi de ekonominin tamamında yüksek enflasyon belası bir virüs gibi hayatı felce uğrattı.
Her ekonomik darbeden sonra ilgili bir bakan çıktı, konuştu, düzelecek işi daha da batırdı, görevden alındı, yerine gelen başka bir şey söyledi, ama üzerine tüy dikmekten öteye gitmedi, o da görevden alındı.
Bazıları görevden alındıktan sonra emrinde çalışanlara FETÖ operasyonu yapıldı, inceleme başlatıldı, sonuçlarıyla ilgili gelişmeler henüz bilinmiyor.
Stokçuların, fahiş fiyatçıların arkasında da FETÖ parmağı olabileceği üzerinde duruldu, operasyonlar yapıldı, incelemeler başlatıldı.
Karanlık bir el sürekli, ama sürekli ülkenin şah damarını sıkıyor, nefesini daraltıyor, kısmi felce uğratıyor, tamamen yok etmesi de yakındır.
İktidar sahipleri her seferinde sorumluları bulacaklarını, kumpası bozacaklarını, suçluları gerekli cezaya çarptıracaklarını söylüyor, sadece söylüyor, ortaya bir sonuç koyamıyor.
Değişen hiç bir şey yok.
Stokçu stokçuluğa, fahişçi fahişçiliğe, enflasyoncu da enflasyonculuğa devam ediyor.
Yani iktidar piyasa koşullarına müdahale edemiyor, söz geçiremiyor, buna gücü yetmiyor.
Sermaye sınıfı, stokçu, tefeci, tekelci, faizci, fahişçi hep baskın ve galip geliyor.
İktidar koronavirüs ve Ukrayna-Rusya savaşını bahane gösteriyor.
Ama bunun da inandırıcılığı yok, çünkü virüsün başladığı Çin ile savaşın yaşandığı Ukrayna ve Rusya’da bu kadar enflasyon yok.
İki ülke savaşıyor, bunun en ağır ekonomik sonucu Türkiye’de yaşayan sade vatandaşa yansıyor, faturası Türk halkına kesiliyor.
Yani, iktidar piyasa kontrolünü kaybetti, bahane arıyor.