DOLAR
EURO
STERLIN
FRANG
ALTIN
BITCOIN

‘İnsan bedeninde ürettiği duygular içerisinde iki zıt güçlü duygu vardır.’

Yayınlanma Tarihi : Güncelleme Tarihi : Google News
‘İnsan bedeninde ürettiği duygular içerisinde iki zıt güçlü duygu vardır.’

‘Tıbbi Hacamat Anatomisi’, ‘İlham Perin Geldiyse Söylenecek Söz Vardır’ adlı farklı alanlarda iki kitabın yazarı olan Sayın Ümmühani Moroğlu’ yla,  formathaber adına Osman Özbaş söyleşi yaptı

Sayın Ümmühani Moroğlu, ‘Tıbbi Hacamat Anatomisi’, ‘İlham Perin Geldiyse Söylenecek Söz Vardır’ adlı farklı alanlarda iki kitap yazdınız. Önce Hacamat Anatomisi üzerine konuşalım bedensel enerji veya akupunktur noktalarındaki tedavinin, modern tıptaki yeri nedir?  
Tıp açısından bakıldığında günümüzde tükettiğimiz gıdalardan, hava kirliliğinden, fazla ilaç kullanımı ve hareketsiz yaşam stillerimizden kaynaklı olarak bedenimizde toksin madde birikimi olur. Bu toksinlerin bir kısmını vücut kendisi atar, atılamayan toksinlerse deri tabakasının altında birikir. Tamamlayıcı tedavi yöntemlerinin başında gelen hacamat uygulaması ise bu toksinlerin vücudumuzdan atılmasını sağlamaktır. Uygulama ise organların etki alanında olan akupunktur noktalarıdır.
Çağımızda modern tıbbın bir anlamda sağlığı ‘metalaştıran’ bir anlayışa sahip olduğu söylenir; tedavi ve duygusal sağlık açısından geleneksel-modern ayrımındaki temel anlayış farklılığı nereden kaynaklanıyor sizce?
Modern Tıp bedeni makina olarak görür. Bu makinanın parçasında problem var ise parça değişimine veya onarımına gider. Tamamlayıcı tıp olarak yer alan Hacamat Uygulamasında ise  bedeni 3 aşamada ele alır. Bu aşamalar Ruhsal, Zihinsen ve Bedenseldir. Bedende bir rahatsızlık baş göstermişse Hacamat ve Akupunktur size bedende yaşadığınız semptomların giderilmesini değil, bu rahatsızlığı oluşturan duygusal, ruhsal ve zihinsel süreçlerin temelleri ile hareket eder. Örneğin midenizde yaşadığınız ataşehir escort şikayet ile hastaneye gidiyorsunuz. Tetkikleriniz yapıldığında size ilaç tedavisi veya beslenme tedavisi uygulamayı uygun görürler, bedenseldir. Hacamatta ise şu soru ile başlarız; yaşadığınız olaylarda neleri duygusal olarak hazm edemediğinizi düşünüyorsunuz? Hayliyle duygu, düşünce bedensel tepkimelerin ana merkezidir.
umm.jpg
‘İlham Perin Geldiyse Söylenecek Söz Vardır’ adlı kitabınıza gelmek istiyorum; ama önce sağlık açısından ‘duygu’ ile ‘romantizmi’ içeren ‘İlham Perileri’ arasındaki ilişkiyi, nasıl değerlendiriyorsunuz?
İnsan bedeninde ürettiği duygular içerisinde iki zıt güçlü duygu vardır. Öfke ve Aşk. Öfke her ne kadar yıkıcı, yok edici özelliğe sahipse, zıttı olan aşk duygusu ise üretken, uyum ve kendine güveni tam hissetmeni sağlar. Sahip olduğun mizacın gereği sende hangi duygu varsa o frekansla hareket eden olay ve insanları kendine doğru çekersin. Benzer benzeri çeker de diyebiliriz. Aşk, Sevgi, Vecd duyguları frekans olarak daha dikey, bütünlük ve üretime uygun olduğu için ilham perileri olarak adlandırılmış diyebiliriz. Dikkat edilmesi gereken en güzel bölümü ise; sizde var olan duygunun bir başkası veya bir olaya dayalı olarak tetiklenerek açığa çıkmasıdır.
‘İlham Perin Geldiyse Söylenecek Söz Vardır’ adlı kitabınızda birçok sanatçının eserlerini ortaya çıkarma sürecindeki serüvenlerinden anlatılar var. Bu deneyiminize dayanarak sormak istiyorum, sanatçıların eser ortaya çıkarma süreci nasıl bir haz, zevk ya da estetikten beslenir?
Yaklaşık 45 sanatçı ile çalıştığım süreçte gördüm en ilginç alan bu diyebilirim. Aslında günümüze kadar uzanan, ortak payda olan sözlerin bir çoğunun acıdan geçmiş olması. Kitabın giriş bölümünde Mevlana Celaleddin Ruminin; “Yürek yanmadıkça göz yaşarmazmış” sözü ile başlamamdaki neden de yaşadıkları onca acıların, hüznün, ayrılık ve kederin içinden geçerek yazılmış olan aşk kokan söz ve bestelerin oluşumundaki süreci anlatımından dolayıydı. Gerçekten yoğun ve yaşanmış olayları acı, tatlı ne varsa sayfalarca anlatım yerine tek bir sözle yazmak için içinde bulundukları duygu yoğunluğunun sancılı bir süreç olduğunu söyleyebilirim.
Bazen medya ve sanat ilişkisini incelerken ‘İletişimi kategorileştiren’ davranış tarzlarının geliştirildiğini görüyorum; arabesk punk, folk veya halk müziklerinin izleyicilerinin farklı bir dünyası var; siz sanat ve sosyal iletişim dahil olmak üzere birçok yazılar yazdınız, estetik ve ‘duygusal sağlık’ üzerine ne söyleyebilirsiniz?
Beden gerçekten mucizevi bir yapı, yaptığın işe, yaşadığın çevresel faktörlere, gördüğüne, dinlediğine, sözlerine ve inançlarına göre şekillenebiliyor. Şimdi tabiki senin dinlediğin müziğin yapısına, sözlerine göre içinde bulunduğun duygusal ve düşünsel yapıda şekilleneceği için dinleyicilerinde benzer yapılara sahip olması kaçınılmaz değil mi? Hatta bir araştırma yapıldı. Bilim insanlarızekayla klasik, caz, elektronik ya da ambientmüzik gibi enstrümantal müzikler arasındabağlantı buldu. Oxford Brookes Üniversitesi’nden araştırmacıların Hırvatistan’da yürüttüğü çalışma kapsamında 400’den fazla öğrenci incelendi. Araştırma daha az zeki kimselerin karmaşık orkestra müzikleri yerine sözlü şarkıları tercih ettiğini yapılan araştırmalar gösterdi. Hatta bir çalışmada Kuranı Kerim’i Hıristiyanlara cep telefonundan kulaklık takarak dinletiyorlar. Birkaç kişi ağlamaya başlıyor. Neden ağladığını sorduklarında da dinlediğinin sözlerini anlamadığını fakat duygusal olarak çok etkilendiğini söylediler. Buradan da anlayacağımız gibi. Bazen kelimelerin anlamını zihinsel duymasak da, ruhsal ve duygusal olarak hissederiz.
mo.png
Son olarak sosyal medyaya değinmek istiyorum. Günümüzde sosyal medya ve dijital iletişim geleneksel kalıpları yıktı; dünyanın her yerine, çok uzaktaki herhangi birine ulaşma kolaylığı, bilgi edinme olanakları arttı. Bununla birlikte ‘birey’ ve ‘iletişim’ açısından ciddi yalnızlaşma sendromları da beraberinde geliyor… Emojilerin konuşmayı kısaltması, bir süre sonra kendimizi anlatacak, birbirimizle paylaşacak cümleleri de unutturuyor. Bu konudaki düşünceniz nedir?
Sosyal medya ve diğer uzantılı tüm kuruluşlar hayatımızı rahatlatmayı amaçlayan kolay erişim araçları olarak hayatımıza girdi. Hızla akan şehir yaşantısında kolay erişim önemli. Fakat ince bir çizgi var. Orada durmayı bilirseniz sistem size hizmet eder. Çizgiyi aşarsanız siz sisteme hizmet etmeye, benliğinizi tüketmeye başlarsınız. İnsan 5 duyu ile hareket eden bir varlık. Tüm zamanınızı internette geçirdiğinizde algı problemleri baş göstermeye başlayacaktır. Araştırmalar kişilerin kendilerini değerlilik algılamalarında sosyal medyada aldıkları beğeniyi referans olarak gördükleri acı bir gerçekliği ortaya koymaya başlamış. Ateşle ilişkimiz gibi olmalıdır sosyal medya, ne uzak nede çok yakın durmak lazım.
Teşekkür ederim

YORUM YAP