DOLAR
EURO
STERLIN
FRANG
ALTIN
BITCOIN

İŞTE EMEĞİN HİKÂYESİ

Yayınlanma Tarihi : Güncelleme Tarihi : Google News
İŞTE EMEĞİN HİKÂYESİ

İsmail Gültekin’in emek, sabır ve mücadeleyle dolu yaşam hikâyesi…

Unlu mamuller sektöründe güler yüzü, çalışkanlığı ve dürüstlüğü ile tanınan İsmail Gültekin’in, Ağrı’da başlayıp Manisa’ya kadar uzanan, emek, dayanışma ve kararlılıkla yoğrulmuş yaşam hikâyesini okurlarımız için kaleme aldık, keyifli okumalar…

Kendinizden kısaca söz eder misiniz, kimdir İsmail Gültekin?

İsmail Gültekin: Ağrı’dan Manisa’ya göçmüş, 8 yaşından itibaren bu şehrin sokaklarında simit satmaya başlamış, hayatın her türlü zorluklarıyla mücadele etmiş tipik bir Anadolu insanıyım.

20200202_002755.jpg

Çocukluk yıllarınızda simit satmakla başlıyor tüm hikâyeniz…

– Evet. O yıllarda küçük yaşta meslek öğrenilen ve ilerleyen zamanda usta olunan simitçilik, benim için uygun bir işti. O zamanlar çocuk yaşta çok zor bir meslek olsa da ben işimi severek yapıyordum.

Bugünlere nasıl geldiniz?

– Sabah ezanında fırına gidip simitleri alıp, yağmur çamur, soğuk demeden, avazım çıkana kadar sokaklarda; Simitçi! Sıcak sıcak taze çıtır çıtır gevrek var… Diye bağırarak simit satarak. Daha sonraki yıllarda kalfalık ve ustalık yaparak.Tabii azimle çalışmak, emek vermek, sebat ederek ve dayanışma içinde olmakla bugünlere geldik.

fb_img_1580390233724.jpg

Simit Dünyası markası ve şubeleri nasıl doğdu?

– Önce Kelleci Fırınında başladım ticarete. Daha sonra 2004 yılında Kelleci Fırınındaki öncelikli ürünümüz olan simidin yanı sıra, ev tipi poğaça, yaş ve kuru pasta imalatına başladık. Taban simidi, nohut mayası ekmeği, nohut mayası peksimeti derken işlerimiz büyüdü diğer şubeleri de açtık.

Kaç şubeniz var?

– Manisa’da Ulupark, Karaköy, Sanayi şubelerimiz ve Soma’da da bir şubemiz olmak üzere toplam 4 şubemiz var.

Eğitimci Yazar Dinçer Taşdemir’in ”Kelleci Fırını” adlı hikaye kitabı çıktı. Bu konuda ki düşünceleriniz nelerdir?

– Dinçer Taşdemir, Kelleci Fırını’na simit satmak için gelen çocuklardan biridir. Şimdilerde Edebiyat öğretmeni ve yazar olarak hayatına devam ediyor. Eğitimci-yazar olması ve o yıllara ait anılarından oluşan bir kitap yazması beni onurlandırdı. Manisa’mızın eski değeri olan Kelleci Fırını’nı yazdığı kitabıyla ölümsüzleştiren, beni ve fırındaki çalışan çocukluk arkadaşlarını hiçbir zaman unutmayan Dİnçer Taşdemir’in gösterdiği vefa bizleri çok duygulandırdı. Kendisine teşekkür ediyorum.

Kitapseverlerin ‘Kelleci Fırını’nı okumalarını tavsiye ediyorum.

Taban simidine Coğrafi İşaret aldınız. Süreci anlatır mısınız?

– Taban simidinin Patentini almak bizi gururlandırdı. 8 yıl boyunca çalışmalar yaptık ve sonunda Mesir Macun’undan önce Kültürel miras olarak Taban Simidine coğrafi işaret aldık. Daha sonra Mesir Macunu’da aldı. Manisa’nın haricinde Taban simidi yapan başka yer yok. 24 saat sürüyor yapımı. Nohut mayasından yapılıyor. Taban simidi geleneğimizin kaybolmasını istemedik. Ramazanda sahur vakti Taban simidi tercih ediliyor ve gelenek haline geldi. Çünkü nohut mayasından yapılıyor ve içinde katkı maddesi olmadığı için daha sağlıklı ve tok tutma özelliğine sahip.

Son zamanlarda Manisa’da deprem fırtınası yaşıyor. Yanınızda çalışan elemanlarınızın ve gelen müşterilerinizin can güvenliği için binanız sağlam mı?

– Evet. Binamız eski ama temeli sağlam. 50 yıllı aşkın bir bina ve onca deprem atlattı. Bizim için insan hayatı elbette değerli..

Bu vesileyle Akhisar, Malatya ve Elazığ’da meydana gelen depremde evleri yıkılan depremzedelere geçmiş olsun. Hayatlarını kaybedenlere de Allah rahmet eylesin. Ülkemizin bir daha böyle acılar yaşamamasını temenni ediyorum.

Peki, son olarak söylemek istedikleriniz neler?

-Mücadele etmek, çok çalışıp üretmek ve umudu elden bırakmamak gerekir. Çalışırken de sağlığa dikkat etmek ve zamanı iyi değerlendirmek lazım. Dayanışma, azim ve kararlılık mutlaka olmalı.


Röportaj için de size ve gazetenize de çok teşekkür ederim.

Röportaj :  Hasret  Dilek Delier

YORUM YAP