Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ve taşra teşkilatları hiç kuşkusuz ordumuz ve emniyetimizden sonra FETÖ paralel devlet yapılanmasından en çok etkilenen kurum.
Öyle ki FETÖ militanları silahlı güçlerimizi ele geçirdiklerini sanarak eğitim, sağlık ve sosyal hizmet kurum ve kuruluşları ile özel sektörüne büyük yatırım yapmışlar, kaynakları terör örgütünün gelişmesi için kullanmışlardı.
Bugün FETÖ’ye ait bir çok özel dersane, okul, hastane, tıp merkezi ve benzeri kuruluş devletimiz tarafından ya kapatılmış, ya da kamulaştırılmıştır.
FETÖ, kamu, sivil toplum kuruluşları ve özel sektördeki yapılanmasıyla büyük bir rantı elinde tutarken, tüyü bitmemiş yetimin, yaşlı ve engellilerin de hakkını yemekten geri kalmamıştı.
Bu gözü dönmüş terör örgütü Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı içinde yetimin hakkını yerken bunu nasıl yaptığını defalarca kaleme almış, ilgili ve yetkili kurumları göreve davet etmiştim.
Türkiye genelinde ve Ege Bölgesi’nde yapılan denetimler gösterdi ki, FETÖ istilası döneminde İzmir, Aydın, Manisa ve çevre illerde bir çok usule aykırı uygulamalar yapılmış, yetimin hakkı çalınmış, sahte raporlarla engelli olmayanlar maaşa bağlanmış, sahte yoksulluk beyanı verenlere para yardımı yapılmış, yönetmeliğe uygun olmayan taşerona ait engelli ve yaşlı hizmet binalarına ruhsat dağıtılmış, buralarda sahte diplomalı hemşirelerin çalışmasına onay verilmişti.
Bu illerden en sabıkalı olanı kuşkusuz İzmir aile ve sosyal hizmetler müdürlüğüdür, zira burada onlarca özel engelli bakım merkezi ve yaşlı huzurevi binaları usulsüz ruhsatlandırıldı, fiziki durumu uygun olmayan eski, köhne ve tehlikeli yapılara ruhsat verildi.
Daha da vahimi yoksul ve kimsesiz engelli ve yaşlılara sağlık hizmeti veren en önemli personeller, yani hemşireler sahteydi, dönemin il müdürü ve yetkili müdür yardımcıları, hiç bir bilgi ve belgeye sahip olmayan kişileri hemşire gibi gösterip bu kuruluşlarda çalışmalarına göz yummuşlardı.
Şimdi durum farklı mı, tabi ki bu kişiler görevden alındı, sahte hemşirelerin işine son verildi, yönetmeliklere aykırı, fiziki durumu yetersiz binalar kapatıldı.
Ancak İzmir’in Çiğli ilçesinde özel sosyal hizmet kuruluşlarının yoğun olarak bulunduğu bölgede hala yapı kullanım belgesine uygun olmayan binalara huzurevi ruhsatı verildiği bildiriliyor.
Katip Çelebi Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi yanında bulunan sokakta zemin katı otopark olan binalardan bazılarının huzurevlerine kiralandığı, kiracıların da bu otoparkları kapatarak oda ve salona çevirdikleri, ruhsatına uygun kullanmadıkları, buradan hizmet alan yaşlıların tehlikede olabilecekleri, vatandaşların durumu belediyeye ve sosyal hizmetlere ilettikleri gelen bilgiler arasında.
Eğer bu huzurevleri devletin ön gördüğü yapı kullanım izin belgelerine aykırı olarak düzenlenmişse ve sosyal hizmetler de geçmişten ders almayıp bu uygun olmayan binalara huzurevi ruhsatı vermişse ve oralarda yaşlıların başına bir şey gelmişse veya gelirse bunun hesabını kim verecek?
Geçmişte FETÖ döneminden sabıkalı İzmir İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğü hala yasalara, mevzuata ve yönetmeliklere aykırı binalara ruhsat veriyorsa, bu müdürlüğün tekrar ve yeniden, eksiksiz ve tam olarak, tüm birimleriyle denetime tabi tutulması gerekebilir.
İl müdürlüğünde eski dönemden kalan var mı, bu yönetici ve memurların kimlerle, ne gibi ilişkileri olduğu, olumsuz bağlantıları var ise tesbiti kurum müfettişleri ve emniyet güçleri tarafından yapılmalı.
Ben de İzmir’de bu durumu bildiren mahalle sakinleri ile görüşüp belediye ve sosyal hizmet yetkililerinden daha derin bilgi alacağım, usulsüz binaların derhal kapatılması için çalışacağım.
Allah yaşlı ve engellilerimizi korusun, kötü niyetli yönetici ve taşeronların eline düşürmesin.