1970 yılı Kasım ayında Ankara’da okulumuzun karşısında bulunan ve Prof. Dr. Osman TURAN Bey’in genel başkanı olduğu Türk Ocakları Genel Merkezi Konferans Salonunda düzenlenen konferansları takip ederdim. Bir defasında konuşmacı olan şair ve yazar Yavuz Bülent BAKİLER Bey, Kerkük ile ilgili bilgi vermiş ve hatıralar anlatmıştı. Aradan 54 sene geçtiği halde anlattıklarını unutmadım, hafızamda yer etmiştir.
Ankara’ya yüksek öğrenim için gelen Kerküklü Türkmen gence, ders esnasında Profesör, “ARAP” diye hitap edince Türkmen genç tepki gösterir: ” Irak’ta bana Türk olduğum için hakaret ediyorlar, Türkiye’de ise bana Arap diye hakaret ediyorsunuz. Ben öz be öz Türkmen’em.” deyince bizim çeyrek aydın ve dünyadan haberi olmayan profesör: “Türkiye dışında Türk Yoktur.” diyerek cehaletini ortaya koyuyor.
Yavuz Bülent ağabey, Menef isimli Kerküklü bir arkadaşının hatırasını da aktarmıştı. 30 Ekim 1918 tarihli Mondros Mütarekesi imzalanan anlaşma hükümlerine göre Türk Ordusu Basra’dan çekilir, Kerkük ve Musul bölgelerinde Albay Cafer Tayyar ( EĞİLMEZ) komutasındaki Taburlar silahlarını teslim etmezler, Musul’dan ayrılmak istemezler. Ancak hükümetin baskısı ile Türk Birlikleri Musul ve Kerkük’ü Altın Köprü civarından terk etmek zorunda kalırlar, Türkmenler bu köprüye ” SON TABUR KÖPRÜSÜ” adını verirler. taburlarımız Telafer’den geçerken Türkmenler, Araplar ve Kürtler sokaklara dökülerek ağıt yakarlar, giden sadece Türk Ordusu değil aynı zamanda barış, huzur, kardeşlik, can, mal ve ırz güvenliğidir.
Menef’in dedesi o günlerde genç bir Türkmen’dir, her sabah uyanınca yüksek bir yere çıkar, Kürk Ordusu tekrar gelince ilk önce ben göreyim diye umutla Kuzey’e doğru bakar. Ömrü boyunca gözleri hep Türkiye sınırındadır. Dede, evlenir, çocuk ve torunlara sahip olur, elden ayaktan düşünce çocuklarına ve torunlarına vasiyet eder ” ben ölünce beni Türkiye sınırına en yakın bir tepeye gömün, Türk Ordusunun Kerkük’e geri geldiğini ben göreyim.” der. Vasiyeti yerine getirilir, o tepeye gömülür. Yavuz Bülent ağabey bu hatırayı anlatırken ağlamıştı aradan 12 sene geçti, Yavuz Bülent ağabey Manisa Kültür Sitesi Lale Salonuna konferans vermeye gelmişti, elini öptüm Menef’in hatırasını hatırlattım, bana” Sen nasıl unutmadın?” demişti.
Kerkük Kalesinde dalgalanan Gök Bayrağın yanında Ay- Yıldızlı bayrağımızın dalgalanması için iki bayrak rüzgar bekliyor. Bunca katliamlara, baskı ve zulümlere rağmen Kerkük Türkleri ve Türkmen Cephesi var olma mücadelesini devam ettirmektedir.