Manisa merkez Şehzadeler ve Yunusemre ilçelerinde yıllardır konuşulan 1/5000 ölçekli ‘Revizyon + İmar Planı’ ile ilgili çalışmaların tamamlandığı ve askı ilanlarının yapıldığı yaz aylarında, Manisa Bağcılık Araştırma Enstitüsüne ait yaklaşık 450 dönümlük arazinin 260 dönümlük kısmının imara açıldığını öğrenmemiz üzerine, TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Manisa Şubesi Başkanı İbrahim Demran’ın da arasında bulunduğu bir grup arkadaşımızla gelişmeleri izlemeye ve konuyu incelemeye başladık.
O günlerde grubumuzdaki arkadaşlarımızdan Osman Kurbanoğlu, “Amerika Birleşik Devletleri Tarım Kurumunun, Newyork Geneva Üzüm Genleri Araştırma Enstitüsünde (GGRU) 68.900.000 Dolarlık yeni laboratuvar yatırımı yaparak bağcılık gen araştırmalarına hız vereceğini” söyleyince,(*) konu ile daha yakından ilgilendik.
Manisa Bağcılık Araştırma Enstitüsünü ziyaret ederek geçmişi ve çalışmaları hakkında bilgi aldık. Ülkemiz ve Gediz Nehrinin binlerce yıl Murat dağından başlayarak taşıdığı alüvyonlarla oluşan Gediz Ovasında yetişen; Balkan, Birinci Dünya ve Kurtuluş Savaşlarında halkımızın ve askerimizin en önemli gıdalarından biri olan üzüm ve üzümün vatanı sayılan Manisa’mız için Enstitünün çok önemli yerinin olduğu ve tarım toprağı olarak korunması gerektiği sonucuna varınca, uygulamadan vazgeçilmezse konuyu yargıya taşımaya karar verdik. Neyse ki buna gerek kalmadan Manisa Büyükşehir Belediye Meclisi, bu konudaki itirazı kabul ederek taşınmazın içinden sadece yol geçirmek suretiyle kamu alanı olarak korunmasına karar verince, yüreğimize su serpildi ve gelinen aşamada dava açmamıza gerek kalmadı.
Kamuoyunda fazla bilinmeyen Manisa Bağcılık Araştırma Enstitüsü ile ilgili olarak edindiğimiz bilgileri, özellikle gençlerimizin öğrenmesi için paylaşmak istiyorum.
1924 yılında ‘Fidanlık’ adıyla kurulması planlanan, Manisa Bağcılık Araştırma Enstitüsünün resmi kuruluşu, 1930 yılında ‘Amerikan Asma Fidanlığı’ ismiyle gerçekleşmiştir. Cumhuriyetimizin ilanından bir yıl sonra Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün talimatı ile kurulan ve 1979 yılında adı Manisa Bağcılık Araştırma Enstitüsü olarak değiştirilen Kurum, öncelikle başta Ege Bölgesi olmak üzere tüm Türkiye geneli ile KKTC bağcılığının sorunlarını çözümlemeye yönelik araştırma çalışmalarını yürütmekle görevlidir.
Enstitü, araştırma çalışmalarına başlamasından bugüne değin bağcılığın farklı konularında 200’den fazla projeyi sonuçlandırarak yayımlamıştır. Bugün yedi bölüm başkanlığı ile Ülke çapında araştırma çalışmalarını yürütmektedir. Bunlar Islah ve Genetik, Yetiştirme Tekniği, Tarım Ekonomisi, Gıda Teknolojileri, Bitki Sağlığı, Eğitim – Yayım ve Üretim bölümleridir. Bu disiplinler altında bağcılığın değişik konularında 40’ın üzerinde araştırma devam etmekte; ayrıca 6’sı özel sektör, 5’i yerel yönetimlere ait olmak üzere 11 proje çalışması da sürdürülmektedir.
Bu projelerin sonuçlanmasından elde edilen bilgi ve bulgular; kurutmalık, sofralık ve şaraplık üzüm üretiminin değişik alanlarıyla üreticilerin; işleme ve pazarlama yönüyle de işletmecilerin faydalanmasını sağlamak üzere yazılı ve sözlü olarak değişik platformlarda sunulmakta ve değerlendirilmektedir.
Enstitüde 11 doktora, 16 yüksek lisans, 3 lisans seviyesinde toplam 30 mühendis, araştırmacı olarak çalışmaktadır. Son yıllarda yetiştirilen 7 öğretim üyesi de, Ülkemizin farklı üniversitelerine gönderilmiştir.
Gelişmiş bir altyapısı olan Enstitünün bünyesinde; 3 üzüm ürünleri işleme binası, toprak analizi dahil değişik amaçlarla hizmet veren 3 laboratuvar, 1 eğitim salonu, üretim ve araştırma faaliyetlerinin yürütüldüğü seralar, yaklaşık 5.000 m² telli ve beton üzüm kurutma sergi yerleri, 3.000 m²’lik 8 soğuk hava deposu mevcuttur. Bunlarla birlikte arazinin tamamında, 5 derin su kuyusunun kaynaklarından beslenen ve toprak altı borularla nakil yapılabilir şekilde projelendirilmiş sulama sistemleri bulunmaktadır.
Bilindiği gibi bağcılık, dolayısıyla üzüm, Türkiye ve Manisa için çok önemli bir stratejik sektör ve tarım ürünüdür. Tarım ve Orman Bakanlığı 2021 yılı ürün değerlendirme raporu verilerine göre Türkiye; 2020 yılında 205.732 ton yaş üzüm ihracatından 150.028 milyon dolar, 243.048 ton kuru üzüm ihracatından 521.645 milyon dolar gelir elde etmiştir. İllere göre üzüm üretim miktarları incelendiğinde, 1.546.188 ton üretimle Manisa % 38 paya sahiptir ve açık ara birinci sıradadır.
Enstitünün, kurulduğu 1930 yılından bu güne kadar yaptığı araştırma ve üretim çalışmaları, eğitim verdiği teknik personel ve üreticiler ile ülke ekonomisine büyük katkılar yaptığını; Ülkemizde toplam üzüm üretiminin yaklaşık olarak % 55, kuru üzüm üretiminin ise % 95’inin Ege Bölgesinden elde edildiğini; tescil edilmiş Sultan 7 üzüm çeşidinin üretime kazandırılmasıyla % 30 ile % 50’lere varan oranlarda verim artışları sağlandığını; bu çeşide üreticiler tarafından yoğun ilgi gösterildiğini; üretilen kuru üzümün yaklaşık % 90’ının ihracının gerçekleştirildiğini ve yıllık bazda 700 milyon dolar civarında döviz geliri olduğunu öğrendik.
Görevliler, “Enstitü tarafından Sultan 7 üzüm çeşidi dışında 11 adet üzüm çeşidinin daha son 10 yıl içerisinde tescil edildiğini, erkencilik özelliği ile öne çıkan Spil Karası, orta mevsim kalitesiyle rakiplerinin önüne geçen Efem üzümünün, yayım çalışmaları tamamlanmadığı hâlde şimdiden üzüm üreticileri tarafından kabul gördüğünü ve geniş alanlarda yetiştirildiğini; yeni çeşit elde etmeye yönelik olarak yapılan çalışmalar kapsamında, dünya üzerinde ikinci bir eşi benzeri olmayan ve 20 yıl süren çalışmalar sonucu elde edilen 13.000 adet melez asma çeşidi bulunduğunu ve bu konulardaki çalışmaların devam ettiğini; yaklaşık 80 yıllık çalışmalar sonucu oluşturulan ve 1.436 adet üzüm çeşidi bulunan milli genetik kaynakların muhafaza edildiğini” söylediler.
Bahsi geçen imar planının gerçekleştirilmesi, sadece bir kurumun bina ve altyapı varlığının yok edilmesinden ibaret olmayıp, Ülkemizin milli gen kaynaklarının muhafaza edildiği araziler üzerindeki canlı bitki materyalinin ve dolayısı ile ülke bağcılığına dair uzun yıllar boyunca sürdürülen çalışmaların bir kalemde gözden çıkarılması anlamına gelecek; Ülke tarımına ve bağcılık sektörümüze bu denli önemli katkıları olan Cumhuriyet tarihi ile özdeşleşmiş ve Manisa ilinin sembol kuruluşlarından olan Bağcılık Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü uhdesinde bulunan değerli tarım topraklarının gözden çıkarılarak çalışmaların dar bir alana sıkıştırılması veya tahsis edilecek başka bir araziye nakli çok uzun zaman alacak ve bu esnada materyal kayıpları ile kaynak israfına da sebep olacaktı.
Neyse ki bir yanlıştan dönülmüş, Manisa Bağcılık Araştırma Enstitüsünün mevcut konumunda çalışmalarına devamı sağlanmıştır.
Üzümden elde edilen para ile yediği ekmek kursağında duran yurttaşlar olarak dileğimiz, Manisa Bağcılık Araştırma Enstitüsünün, çalışmalarını yoğunlaştırarak bilimsel araştırmalarını çoğaltmak suretiyle üzüm üretimimizin, niteliğinin (kalitesinin) ve çeşitlerinin artmasına katkıda bulunması; kışa, soğuk iklime ve kuraklığa dayanıklı türler geliştirmesi ve yetiştirmesidir. Ülkemizde binlerce aile ekmeğini üzümden sağlıyor. Üretilen üzümün büyük bir kısmı ihraç ediliyor ve Ülkemize döviz getiriyor. Öyleyse gelin, bu tür kurumları yok etmeyelim… Aksine çoğaltalım ve değerini bilelim…
Sözün özü: Daha iyi bir geleceği yaratmak için her alanda araştırma yapmak vazgeçilmez bir gereksinimdir.
(*) https://www.ars.usda.gov/northeast-area/geneva-ny/grape-genetics-research-unit-ggru/news/
———-+———-
Not : Bu yazı Osman Kurbanoğlu ve Manisa Bağcılık Araştırma Enstitüsünde Ziraat Mühendisi olarak çalışan Dr. Selçuk Karabat’ın katkılarıyla hazırlanmıştır.
Güzel Sözler :
Edep ehli ilimden hali olmaz, edepsiz ilim okuyan alim olmaz. Yunus Emre
Çok uzun zaman önce biri ağaç dikmese, bugün bir başkası gölgede oturamazdı. Warren Buffet
Araştırma, düşünmesini bilenlerin ilk ve son isteğidir. Samuel Johnson
Araştırıp, incelemeden, hiçbir şeyi peşin hükümle kabul etmeyiniz. Rudyard Kipling