Her alanda değişim-dönüşüm ve gelişimin yaşandığı ve dünyanın küresel bir köy olarak nitelendirildiği günümüzün dijital ve teknoloji çağında Medyada kendini yenilemek ve teknolojiye ayak uydurmak zorunda kalmıştır. Bir dönemlerin iki renk ofset baskı makinalarında, ardından dört renk baskı ve bobin makinalarında basılan gazeteler günümüz koşullarında kalıbından, baskısına kadar çok daha gelişmiş makinalarda basılırken dijital basının da sürekli kendini yenilemesi ve gelişmesiyle acaba yazılı basın dönemi bitti mi? Çanak antenlerin yerini tamamen android tv’ler de alacak gibi tartışmaları da beraberinde getirmiştir…
Gazetesinden, televizyonuna, radyosundan, bilboardına kadar yazılı, görsel, işitsel basın ve medya-yayın organları kendini yenilerken, sosyal medya sınır tanımazken sadece önüne konan haberi okuyan, eğlence programlarını izleyen ve kitle iletişim araçlarını kullanan tüketicinin yerini okuyan ama aynı zamanda okuduğunu araştıran, sorgulayan bununla da yetinmeyip aynı zamanda yazan bir halk kitlesi almıştır. Bu halk kitlesi bir diğer deyişle medya açısından tüketici kesim çeşitli türden yani görsel, işitsel, yazılı ve benzer medya mesajlarına, haberlerine ve diğer medyanın sunduğu imkanlara erişirken aynı zamanda medyayı eleştirel bakış açısıyla çözümleyip, değerlendirebilme ve kendi medya iletilerini üretebilme becerisini göstermektedir. Buna genel olarak medya okuryazarlığı diyoruz…
Şu ana kadar yazdıklarımdan yola çıkarak dijital teknolojinin yaygınlaşması, ucuzlamasıyla günümüz teknoloji çağında görsel medya ile daha haşır neşir oluyoruz. Görsel iletişimi sadece televizyonla da sınırlı olmayıp gazeteler, kitaplar, ilan panoları,dergiler, internet siteleri, reklam panoları, bilgisayar oyunları hatta el ilanları, broşürler görsel öğelere dikkat çekmek ve iletileri güçlü kılmak için kullanılmaktadır. Günümüzde kullanılan bu görsel öğeler için okuma yazma becerilerimizi geliştirmeye ihtiyaç vardır. Biz bunu görsel veya imge okuryazarlığı olarak ifade ediyoruz.
Medya bilgi verme, kamuoyunu aydınlatma, eğitme, eğlendirme gibi çok önemli bir görev üstlenirken ve bunu başarıyla yerine getirirken aynı zamanda özellikle çocuklar, yaşlılar, engelli vatandaşlar açısından düşünüldüğünde fiziksel, bilişsel ve sosyal gelişimleri açısından olumsuz yönleri olduğunu da göz ardı etmemek gerekiyor. Yazımın başında belirttiğim gibi sürekli değişen, dönüşen ve gelişen medyanın kendi özgü dili, yapısı ve uygularımalarının getirmiş olduğu olumlu ve olumsuz etkileri vardır. O nedenle bireylerin medyayı dikkatli ve verimli halde kullanmaları, bunu yaparken de bir farkındalık oluşturmaları, geliştirebilmeleri içinde medya hakkında bilgi sahibi olmaları gerekmektedir. İşte alanda bu anlamda sürdürülen çalışmaları yine medya okuryazarlığı olarak tanımlıyoruz.
Medya yayın organlarında algı operasyonu amaçlı içerikler, hakeza ırk, etnik ve ideolojik taraflılık gözetilerek yapılan haberler, programlar ve benzeri içerikler bir yapıyı da hedef almak veya göstermek amaçlı yapılmakta olup bunun basın yayın ahlak ve ilkesine ters olduğunu net bir şekilde ifade edebiliriz. Medya Okuryazarlığı bu gibi içeriklere karşı net bir şekilde tavrını ortaya koymakla kalmayıp olumlu temsilleri de gözden kaçırmamamıza yardımcı olmaktadır. Buna örnek olarak Bill Cosby’nin yaptığı programla zenci imajının olumlu yöne kaymasını gösterebiliriz.
Medya yayın Organları bir taraftan birer kitlesel iletişim aracı olarak asli görevlerini yerine getirirken diğer bir yandan ticari birer kuruluşlardır. Bu nedenle kar-zarar ilişkisini gözetmek zorunda olduklarından öncelikli hedeflerinden biri de rayting, satış, tıklanma ve reklamdır. O nedenle içerikleriyle dikkat çekmek isteeyn medya yayın organları bunu mizah, cinsellik, şiddet, polemiklerle yerine getirme uğraşı verir. Çünkü bir medya yayın organı ne kadar okunuyor, izleniyor, tıklanıyorsa o derece reklam fiyatını yüksek tutar.
İyi bir medya okuryazarı kontrolsüz bir şekilde kendisine yönlendirilen medya iletilerinin kendine ulaşmasına müsaade etmez. Bu manada Potter çarpık inançlar bağlamında dört tür genel inancı; Abartılan sorunlara yönelik inançlar, kutuplaşan inançlar, olumsuz etkilere odaklı inançlar ve medyayı suçlayıcı tutum olarak ele almıştır. Bu tür medya temsilleri medya tüketicileri üzerinde azımsanmayacak bir etkiye sahiptir. Kamuoyu yoklamalarında insanların suç, sağlık, eğitim, inanç, aile, hukuk gibi alanları ilgilendiren sonuçları abartma eğiliminde olduklarını ortaya konmuştur. Bu abartılı bakış açısına karşı iyi bir medya okuryazarı her zaman dikkatlidir. Bu nedenle medya okuryazarlığı becerileri yüksek olan bireyler iki kutuplu ve geniş çerçeveden bakarak kendilerini yüksek görünüşlü etkilere odaklamazlar. Toplumsal normların kayması, tüketim alışkanlıklarının değişmesi, fizyolojik etkiler gibi uzun dönemli etkileri de göz önünde bulundururlar. Medya okuryazarlık becerimiz geliştikçe medyanın olumsuz etkilerinin yanısıra olumlu etkilerine karşı da duyarlılığımız o derece artar. İyi bir medya okuryazarı yaşanan olumsuz bir olayda direk medyayı suçlamaz. Bilinçli bir tüketici olarak medyayı eleştiri oklarını yöneltmeden önce birey olarak kendi rolünü sorgular. Medyadan kuşku duymadan iyi bir medya okuryazarı olmamız olanaksızdır ama yine iyi bir medya okuryazarı bunu temellendirilmiş kuşkucu bir bakış açısıyla değerlendirmelidir. Bu şekilde davranan medya okuryazarı medyayı suçlamak için pek çok gerekçeyi öne sürebilme, dezenformasyonu tanıyabilme, propoganda yöntemlerini saptayabilme, karmaşık olayları yüzeysel bir şekilde tanıyabilme, çarpıtmalara dikkat çekebilme yeteneğine sahiptir.
Medya okuryazarlığının faydalarını şu şekilde belirtebiliriz;
Medya okuryazarlığı becerisini elde etmiş bireyler medyada okuduklarını ve gördüklerini eleştirel bir bakış açısıyla değerlendirerek mantıklı sonuca ulaşır ve medyayı doğru okuyup yorumlama becerisine sahip olmalarının yanısıra yaşadıkları çevreye de daha duyarlı birey olma kazanımını elde ederler.
Kitle iletişim araçları tarafından verilen mesaj ve iletilileri değerlendirme, çözümleme ve anlama yeteneklerini geliştirirlerken aynı zamanda eleştirel düşünce kabiliyetlerini kullanarak, mesaj,ileti ve içerikleri oluşturma becerisi kazanırlar, konuları analiz ederek sorumlu ve bilinçli bir medya okuryazarı kimliği kazanırlar.
Yaşanan olaylara ve muhtemel daha sonra oluşabilecek olaylara karşı yapıcı ve birleştirici olma özelliğini kazanırlar. Sorumluluk sahibi olarak medya ve iletişim sürecinin gelişmesine katkıda bulunurlar.
Sadece okudukları ve gördükleriyle yetinmeyip görseller, yazılı metinler ve medya metinlerinden anladıklarını ifade edebilecek, yazıp yorumlayacak düzeye ulaşırlar.
İyi bir fonetik ve diksiyona sahip olma kazanımını elde ederlerken aynı zamanda Türkçeyi doğru ve etkili bir şekilde kullanırlar.
Bilgi teknolojileri kavramına sadece hakim olmakla kalmayıp aynı zamanda bu teknolojinin getirdiği yeniliklere her zaman açıktırlar, teknolojik aletleri daha verimli ve iyi bir şekilde kullanma becerisine sahiptirler.
Problem çözme ve araştırma yetenekleri ile yaratıcı düşünme gücüne sahip birey olma özelliği taşırlar.