DOLAR
EURO
STERLIN
FRANG
ALTIN
BITCOIN

MORİS ŞİNASİ KİTABI VE Dr.FAHRETTİN ER

Yayınlanma Tarihi : Google News
MORİS ŞİNASİ KİTABI VE Dr.FAHRETTİN ER

İnsanın hatıralara bakışta ve kendini arayışındaki temel güdülerden biri aidiyettir; bu duygunun aşırısı psikolojik sorunları doğururken, basmakalıp önyargılar ve fantezilerle dolu olur; ama yine bu aidiyet üzerinden din dil ırk mezhep, meşrep farklarını tolere eden kültürel bakış ve ahde vefa ile evrensel bir vicdana dönüşür.

İşte Dr.Fahrettin Er’in Moris Sinasi-Yahudi’nin Hastanesi kitabını okuyup kapağını kapadığımdaki ilk izlenimim aidiyet duygusunu evrensel bir vicdana dönüştüren bir kişiyi, Moris Şinasi’yi daha bir derinliğine kavramamım bıraktığı sevinçti…

Moris Şinasi Manisa’dan çıkıp Amerika’ya gittiğinde ‘aidiyetini’ hiç unutmadı, üstelik zengin olduktan sonra Manisa’da bir hastane yapılmasını vasiyet etti.

Bu hastane 1968 de çocuk hastanesi olur.

Kitabın akışında öne çıkan ve ‘din dil ırk mezhep, meşrep farklarını tolere eden kültürel bakışı evrensel bir vicdana dönüştüren’ birçok aktör var.

Anma önce Moris Şinasi’nin torunu büyükbabaları için merakla bilgi toplayan ve hatırasının yaşatmaya Dr.Fahrettin Er’e ‘Siz Yahudi misiniz’ sorusuna karşılık verilen cevap da önemlidir: ‘Ben Türk ve Müslümanım’ der.

Dr. Fahrettin Er Manisa merkezine 20 km. uzaklıktaki bir Yörük köyü olan Sancaklı Bozköy’de doğar. İki aylık bebekken ‘punta’ olur, yani zatüre. O dönem için de çok önemli bir hastalık. Önce Manisalıların Dr. Teyzesine gidiyorlar, yani Melahat Uslu. Babası Hatuniye Camii Müderrisi. Dr Hanım ‘Atatürk’ün ülkemize kabul ettiği Hitler Almanya’sından kovulan ünlü, çok sayıda Yahudi bilim adamı arasında bulunan, Çocuk hastalıkları profesörü Dr. Albert Eckstein’ın yanında ihtisas yapar. İhtisas sonrası tayini Manisa’da açılacak olan Manisa Doğum ve Çocuk Bakım Hastanesi’ne Başhekim olarak atanır.

Dr. Melahat Uslu 31 yıl sürekli aynı hastanede görev alır ve Türkiye’nin ilk kadın başhekimi olarak adını tarihe yazdırır.

İşte bu kadın 1964 yılında henüz iki aylık bebekken Fahrettin Er’in zatürreden kurtulması için evinde hastalar için ayırdığı odaların birinde ücretsiz olarak bir gece yatırıp ilk tedavisini yapıp sonra yine ücretsiz bakılacak olan Moris Şinasi Hastanesine gönderir.

Nitekim yıllar sonra Moris Şinasi torunlarını Manisa’da ağırlarken Fahrettin bey bu konuya değinerek onlara, ‘bebekken hastalandığını, dedelerinin yaptığı hastanede ücretsiz bakıldığını, bunun anne tarafından küçüklüğünden beri sürekli hatırlatıldığını’ söyler.

Ve tarihin ilginç tesadüflerinden biri olarak Melahat Uslu, Fahrettin beyin son anlarına tanıklık ettiği aynı hastanede, Moris Şinasi’de gözlerini kapar.

Kitapta bu süreci okurken yazarın karşısına talihin nasıl Yahudi Hastanesine yönlendirdiğini heyecanla okuyorsunuz. Ve bu talih onu Alarko Holding sahiplerinden İshak Alaton ile karşılaştıracaktır. İshak Alaton Morris Şinasi ve Yahudi’nin Hastanesi’nin bir film olabileceğini ve bunun Türk lobisine büyük bir katkı vereceğini söyler.

Ancak hastanenin işleyişi bir ara aksar, çünkü Şehir Hastanesi açıldığında diğer hastanelerin kapatılması gündemdedir. Oysa Moris Şinasi vasiyeti açıktır, Hastaneye hastalara hizmet verdiği sürece vasiyetinde ayırdığı hesaptan para ödenecektir.

Kaldı ki bu sadece bir para meselesi değildir; hatta bundan çok başta da söylediğim gibi aidiyet yanında, din dil ırk mezhep, meşrep farklarını tolere eden kültürel bakış ve ahde vefanın bir göstergesidir.

Hastaneye karşı çıkıp kapatma çabasında olanların ‘psikolojik sorunları’ olduğunu düşünürüm.

Neyse ki bu hastanenin yaşatılması için halk birlik içinde ve konuyla ilgili çabalayanlar var. Fahrettin Er’in Yahudi’nin Hastanesi kitabı bu açıdan da önemli bir katkı sunacaktır.

Eminim Moris Şinasi Çocuk Hastanesi evrensel bir vicdanın örneği olarak yaşamaya devam edecek.

Kitabı okumanızı tavsiye ederim.

Osman Özbaş

YORUM YAP

Fahrettin Er 13 Aralık 2024 / 23:50 Yanıtla

Adeta bir arı gibi nerede nektar var ve bal nasıl lezzetli oluru çok iyi yakalamışsınız. Teşekkürler Osman Bey.