Terör Örgütü Lideri’nin ‘Hoca Efendi’ olduğu yıllarda eteği öpülürken, O da boş durmamış, paralel devlet yapılanmasını özel sektör bağlantılı olarak tasarlamıştı.
Örgütün özel sektör ayağında eğitim ve sağlık alanı hedef alınmış, birbiri peşi sıra kurulan özel okul ve dershaneler ile özel hastaneler FETÖ/PDY’nin büyümesinde önemli maddi kaynak oluşturmuştu.
Bir çoğumuz bilmese de terör örgütü Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile buna bağlı özel engelli ve yaşlı hizmetlerinde de ciddi bir yapılanma kurmuş ve büyük rant elde etmişti.
Toplumun her kesiminden nemalanacak kadar alçalan örgüt, dezavantajlı grupların ekmeğini çalmaktan ve karanlık emellerine alet etmekten de geri kalmadı.
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ve iktidar ortağı MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin geri dönülmez ve istikrarlı mücadelesiyle FETÖ’yle sürdürülen amansız savaş bu kirli oyunlara son verdi, yüzlerce örgüt üyesi yakalanarak adalete teslim edildi.
FETÖ kriptolarının ve karanlık elinin bugün hala her yerde olduğu gibi, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın ve engelli bakım merkezlerinin içinde bulunma ihtimali olsa da, en kısa sürede tepelerine binileceğinden kimsenin şüphesi yok.
Devletimiz özel okul, dersane ve bir çok sağlık kuruluşunu kapatmış, özel bakım merkezlerinde de ciddi düzenlemeye gitmişti.
Bilindiği üzere bu yerler Anayasa’ya aykırı olarak, yani Anayasa delinerek çıkarılan kanunla kurulmuştu, zira bizim Anayasamıza göre muhtaç engelli, yaşlı ve çocuk hizmetleri Devlet eliyle verilebilir, özelleşemez.
Bu üç dezavantajlı gruptan engelli hizmetleri çekilerek özelleştirilmiş, taşerona devredilmiş, işte ne olduysa o günden sonra olmuştu, yönetmeliklere aykırı kurulan ucube bakım merkezlerinden ölümcül çığlıklar yükselmeye başlamıştı.
İlkokul mezunu taşeronun, sicili bozuk patronların, sahte hemşirelerin, belgesiz bakıcıların eline düşen, kışın soğukta, yazın sıcakta, aç ve susuz yaşam mücadelesi veren zihinsel, ruhsal ve bedensel engellilerin bir bölümü hayatlarını kaybetmişti.
Şiddete uğradılar, dövüldüler, aşağılandılar, hor görüldüler, tecavüze uğradılar, tecrit odalarına kapatıldılar, yemeklerinden çaldılar, üzerlerine ilaç yazıp SGK’yı dolandırdılar, daha bir çok zulme ve haksızlığa uğradılar.
Neyse ki, Cumhurbaşkanımızın talimatlarıyla bakanlık müfettişleri taş üzerinde taş koymadı, bakım merkezlerinde revizyona gidildi, muhtaç engelliler büyük bir zulümden kurtarıldı.
Ancak, biraz kapalı tutulan bir yol daha var; Evde Bakım.
Evet, bakanlık taşerona hasta başına ayda 2 asgari ücret ödeme yapıyor, evde bakıma ise 1 asgari ücret.
Oysa asıl olan, doğru olan evde bakımdır, engellinin kendi evinde, sevdikleriyle birlikte olması, sevgi ve güven ortamında yaşatılması gerekir.
Göreceksiniz muhtaç engellilerimiz çok daha mutlu olacak.