Türkiye ‘Yenidoğan Bebek Çetesi’ soruşturmasında adı geçen özel hastaneler ve sağlık sisteminin denetim sorunlarını tartışıyor.
İstanbul’da, 112 Acil Çağrı Merkezi’nde çalışan kişilerle ortak hareket ederek, Kamu-Özel hastane transferlerini yapan bir ‘çete’ önceden anlaştıkları özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk edip ölümlerine neden olduğu iddiası gündeme geldi. Buna göre yoğun bakım üniteleri yeterli donanıma, personele, disipline sahip olmadığı hastane transferlerinde bebeklerin 12’sinin hayatını kaybettiği belirtiliyor.
İddialara göre ‘çetenin’ SGK’dan daha fazla para almak için sağlık problemi olmayan yeni doğan bebekleri hasta gösterip yoğun bakıma aldıkları, sahte raporlarla bebeklerin hayatları tehlikeye atıldığı, tedavileri geciktirildiği belirtilirken bu yolla SGK ve hasta yakınları üzerinden toplamda 1 milyar lirayı aşan bir vurgun yaptığı belirtiliyor.
Yetkililer, olayların üstünün kapatılmasının önlenmesi ve suçluların adalet önüne çıkarılması için kapsamlı bir inceleme yapacaklarını açıklarken bu süreçte haksız kazanç elde ettikleri belirlenen 22’si tutuklu 47 şüpheli hakkında iddianame hazırlandı.
19 özel hastaneden ikisinin faaliyetlerinin askıya alındığı ortaya çıktı.
Sağlıkta Denetim Eksiklikleri Yaygın Olabilir
Sağlık Bakanlığı tarafından başlatılan soruşturmalarda, özellikle belirli hastanelerde kayıt dışı faaliyetlerin arttığı ve çeteler marifetiyle hayatını kaybeden çocuk vakaların olması kamuoyunda infiale neden oldu.
Bu süreçte halkın sağlığını tehlikeye atan başka ‘çeteleşme’ olaylarının yurt genelinde de incelenmesi bekleniyor. Çünkü bazı sosyal medya hesaplarında diğer illerde sahte raporlar düzenlenerek bebeklerin hastanelerde fazla süre yatırıldığı ve haksız kazanç sağlandığı iddiaları yer alıyor. Bir sosyal medya kullanıcısı tarafından Güneydoğu’da aşiretlere ait hastaneler olduğunu ve aşiretleri hastaneye gönderip devlete fatura kesildiği belirtiliyor.
Özel sağlık sektöründe artan fiyatlar da gündemde
Sağlık alanında çete iddiaları gündeme gelirken sektörde artan fiyatlar da diğer bir gündem maddesini oluşturuyor. Uzmanlar, özel sağlık sektöründeki denetim eksikliklerinin bu tür olaylara zemin hazırladığını belirtirken, sağlıkta özelleştirme politikalarının, kaliteli tedaviye ulaşmayı yalnızca maddi durumu iyi olan kesimlerle sınırladığına dair endişeler artıyor. Özellikle özel hastaneler, sağlık hizmetlerinin pahalıya mal olduğu yerler haline gelirken, bazen gereksiz görülen laboratuar inceleme, hastane konfor ve bıçak parası gibi masrafların da hastaya maliyetleri süratle yükseliyor.
Devletin bu konuda atacağı adımlar, sosyal sağlık politikaları açısından önem taşıyor.
Çünkü Türkiye’de özel hastane ve sağlık hizmetlerinin giderek artan bir şekilde paraya endekslenmesi, toplumda eşitsizliklerin derinleşmesine yol açıyor. Birçok aile, tedavi sürecinde karşılaştıkları yetersiz bilgilendirme ve yüksek maliyetler nedeniyle zor durumda kaldığı ifade ediliyor. Bazı hastaneler, tedaviye erişimi maddi güce bağlarken, temel sağlık hizmetlerinin bile pahalı hale gelmesi eleştiriliyor.