Meclis açılışında, 1 Ekim Salı günü yeni yasama yılının ilk toplantısında MHP lideri Bahçeli’nin sık sık kapatılsın dediği DEM Parti eş başkanı ve bazı milletvekillerinin elini sıkması gündem oldu.
Sayın Bahçeli’nin DEM partililerle el sıkışmasında, CHP genel başkanı Sayın Özgür Özel’in Cumhurbaşkanı’nın Meclis’teki gelişinde ayağa kalkmasının da etkisi olduğu belirtiliyor; muhalefetin ‘yumuşama’ mesajına karşılık olması ihtimaline vurgu yapanlar aynı şekilde anayasal bir değişim için meclis ittifakını destekleyen bir hareket olduğunu da belirtiyorlar.
DEM ile el sıkışmasını Sayın Bahçeli değil de Özgür Özel yapsaydı seyreyleyin gümbürtüyü! Özgür Özel’in her bir lafından- davranışından muhalefet yandaş medya öylesine büyük gürültülerle yaygaraya başlardı ki artık neler söylenirdi bilmem.
Ama konu iktidar ve çevresi olunca üstelik ‘sağ popülistlerden’ yoğun bir muhalefet baskısı sürerken; diğer yandan ‘sol popülist’ chp’lilerden de Özgür Özel’e ağır siyasi eleştiriler var. Öte yandan Manisa’da siyaseten ahlaksızca nitelendirilecek özel yaşama ilişkin hem asılsız, hadsiz ve ayıp iftiralar atanların kaynağı da chp’li çıktı.
Bir de CHP’nin sol kanat diğer partilerle de iletişimini boşa çıkarma girişimleri de var ki biri Can Atalay için Meclis oturumunda Ahmet Şık’ın yaptığı konuşmadır; muhtevası tartışılsa da, hem onun üslubu hem de AKP’li Alpay Özalan’nın yumruklu saldırısıyla gündem manipülasyonu CHP’ nin aleyhine gelişmiştir. Öte yandan Can Atalay’ın hala hapiste olmasına bir yararı da olmamıştır TİP’liler!…
Diyelim ki Özgür Özel ‘yumuşama’ çabasında partisinin oylarını arttırmaya çalışıyor, hadi ‘Takiyye’ yapıyor diyelim; fakat sağ partilerin ‘takiyye’ sanatına karşı siyasi bir birlik de oluşturamıyorsunuz?..
Makule düşmanlık neden?
Bakın İmamoğlu genel bakanlık yarışına girmiyor, neden; çünkü bu konuda ne kadar yıpratıcı bir siyasi sürecin yaşanacağını biliyor.
Özgür Özel bir ‘değişim’ için adım attı; ama hakkını yememek lazım Sayın Kılıçdaroğlu’na da bu konuda ağır eleştiriler geliyordu.
Bize göre Özgür Özel’in siyasi stratejinin arkasındaki kamuoyunun temel bir karakteristiği var, o da siyaseten bu ülkede ‘ortanın sağı’ boş olduğu için ‘ortanın solu’ da ideolojik söylemlerini tam geliştiremiyor.
Sol’un ideolojik söylemindeki tartışma biraz da ortanın sağından kaynaklanıyor. Yani günümüzde bir DYP ya da ANAP gibi parti olsa, ne CHP stratejisi ‘iktidara teslim olma’ gibi anlaşılır, hatta belki ne de AKP kalır.
Çünkü bugün ki anayasa yapısında partilerin ittifaka ihtiyacı var.
Oysa biliyorsunuz bugün ki anayasa için ‘ittifaklara gerek kalmayacak’ denilirken tersine küçük partilerin kozlarıyla büyük oy oranına sahip partilerin ideolojik varoluşlarında çatlaklar büyümedi mi?
AKP ile Hüda-Par ve MHP ittifakı ilginç gelmiyor mu size?
Demek istediğim şu, ey Özgür Özel’e şiddetle karşı çıkan CHP’liler, siz Türkiye partisi değil misiniz.
Kavram kargaşası ve ‘politik doğruluk’ adına halkın karşısında ayakta durmaya çalışırken, bakalım halkta bu söylemin alıcısı var mı, iktidar olmanıza yetiyor mu?
Sağ popülistler için zaten böyle bir sorun yok, lider ne derse o!
Bakın Bahçeli Meclis’teki el sıkışmayla ilgili; ‘ Cumhurbaşkanımızın çağrısı üzerine adım attım. Tokalaşmam bizim Türkiye partisi olmamızdan kaynaklanıyor.’’ demedi mi;
Devlet Bahçeli’nin ‘yumuşama’ mesajının hemen arkasından DEM Parti Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları ‘Biz Türkiye partisiyiz. Yeni bir anayasaya ihtiyaç var’ demedi mi!
Gerçekten de siyasi karar ve idari işleyişte denetim ile şeffaflık; adalet ile toplumsal güven; kurumlar ile liyakat gibi ve daha birçok konuda sistemsel aksaklıkların yaşandığı görülüyor.
Yani konu bir açıdan anayasa tartışmalarıdır.
Yeni anayasa hazırlıklarında parlamenter sistem için görüşler ağırlık kazanabilir…
Özgür Özel’e chp içinden ağır eleştiriler gelirken, CHP’lilerin siyaseten gerçekten ne istediklerini daha iyi tartışmalarının gerekli olduğunu düşünüyorum.
Osman Özbaş