DOLAR
EURO
STERLIN
FRANG
ALTIN
BITCOIN

SİYASET VE NEZAKET

Yayınlanma Tarihi : Google News
SİYASET VE NEZAKET

Bazı bilim insanları ve yazarlarca, politika ve siyaset sözcüklerine farklı anlamlar yüklenilse de, genelde politika sözcüğünün eş anlamlısı olarak kullanılan siyaset, Türk Dil Kurumu Sözlüğünde, “Devlet işlerini düzenleme ve yürütme sanatıyla ilgili özel görüş veya anlayış.” olarak tanımlanmıştır. En geniş ve kabul edilen anlamıyla siyaset, devlet ve toplumların yönetimi, devlet işlerinin daha iyi yürütülmesi ve sonuçta da toplumu oluşturan bireylerin huzur ve güven içinde bir yaşam sürmelerinin sağlanması sanatıdır.

Siyaset, iktidarın kime ait olacağı, nasıl gelineceği, kararların nasıl alınacağı ve ülkenin nasıl yönetileceği ile ilgilidir; dolayısıyla toplumsaldır. İktidar, güç ve kuvvet kaynağıdır. Bu noktada iktidar gücünü elinde bulundurmak isteyen insanlar, gruplar ve siyasi partilerin, rekabet ortamında   çatışmaları gündeme gelmektedir.

Demokrasinin kurum ve kurallarıyla yerleştiği toplumlarda, iktidara gelinmesi veya iktidarın el değiştirmesi, yöneten ve yönetilenler yönünden önemli değişiklikler getirmez. Rejim oturmuştur; iktidar ve muhalefet, hak, yükümlülük ve görevlerini bilir. Seçimlerde iktidarın değişmesi, demokrasinin gereğidir; süreç içinde yapılan seçimlerde muhalefetin iktidara gelmesi mümkündür. Siyaseti bir araç olarak gören, amaçları rejimi değiştirmek olan kişi, grup ve partiler ise, muhalefette iken demokrasinin olanaklarından yararlanırken, iktidara geldiklerinde gitmemek için her yolu denerler…

Burada siyasetin dili önem kazanmaktadır. Dil, demokrasilerde tartışma ve propagandanın önemli araçlarından biridir. İktidar ve muhalefet liderleri, mensup ve yandaşları, birbirlerine karşı kullandıkları dille kardeşliği, dostluğu, barışı, huzuru, hoşgörüyü ve özgür bir ortamı; ya da tam tersine gerginliği, ötekileştirmeyi, ayrıştırmayı ve kavga ortamını yaratırlar. İkinci gruba girenler, birbirlerine nezaket içerisinde, esprili, seviyeli, bilimsel ve eleştirel sözler ve projeleriyle değil; hakaret ve sövgüye varan, küçültücü ve alçaltıcı, onur kırıcı, nefret ve hedef gösterme söylemleriyle seslenirler.

Ülkemizde siyasetçiler genelde ikinci gruba girmekte, muhataplarını eleştirmekten ziyade genellikle kıyasıya suçlamakta ve aşağılamaktadırlar. Bu bağlamda birbirlerine karşı kullandıkları sözcükleri sıralarsak, uzun bir liste yapmamız gerekir.

Bazı siyasetçiler, stratejik ve taktik gereği kaba ve suçlayıcı siyaset dilini kullanmakta, böylece kendi statülerini yükseltirken, karşısında olanları alçaltarak strese sokmakta, izole etmekte ve performanslarını düşürmektedirler. Bu tür davranışlar, vatandaşları olumsuz etkilemekte ve siyasetten soğutmaktadır.

Nezaketsizlik, sadece siyasi rakiplerini ve muhataplarını hedef alan, küçültücü ve incitici sözlerle olmaz. Irkçılık, etnik ve dinsel ayırımcılık yaparak da olabilir.

Siyaset dilindeki kirlilik, yazılı, sözlü ve görüntülü medyada olduğu gibi dijital sosyal medya paylaşımlarında da sürdürülmektedir.

Bazen nezaketli olmak, güçsüzlük, zayıflık, kendine güvensizlik ve aptallık olarak değerlendirilmekte; nezaket gösteren erkeklerin, dar bir bakış açısıyla ve cinsiyetçi bir yaklaşımla kadınsı oldukları da ileri sürülmektedir. Günümüzde yırtıcı ve baskın olma, dikkat çekmek için bağırma, çağırma, gürültü yapma ve suçlamada bulunma öne çıkarılmakta ve özendirilmektedir.

Tabii ki bu anlayış yanlıştır. Bunda tüketim toplumu olma yanında rekabetin de payı vardır.

Uzmanlar, nezaketin iyileştirici bir güç olduğunu ve insanı rahatlattığını söylemektedirler.

Nezaket, başkalarına karşı saygılı davranma, gerektiğinde tahammül etme, incelik ve nazikliktir.

Çocukluğumuzda bizlere İstanbul efendisi olmamız ve İstanbul Türkçesiyle (ağzıyla) konuşmamız öğütlenirdi. TDK Sözlüğünde İstanbul efendisinin karşılığı: Genellikle İstanbul’da oturan kibar, saygılı, alçak gönüllü, olgun, çelebi ve yardımsever kimsedir. İstanbul Türkçesi, Türkiye Türkçesinin genel kabul görmüş ve yazı dili olmuş ağzıdır.

Eski yıllarda kızlara, ‘Nezaket’ isminin verilmesi, nezakete verilen önemi göstermektedir.

Siyaset, olgunluk, nezaket ve hoşgörüyü; özetle, edepli ve terbiyeli olmayı gerektirir.

Şüphesiz ki siyasetçiler birbirlerine cevap verecek ve tartışacaklardır. Ancak bunlar karşısındakini aşağılama, ötekileştirme, kutuplaştırma ve küçük düşürme amacını taşımamalıdır.

Kalp kırmak kolay, kazanmak zordur.

Yüce Mevlana asırlar öncesinden, “Her şey incelikten, insan kabalıktan (nezaketsizlikten)  kırılır.” diye seslenmiştir.

Aklıma rahmetli Rauf Denktaş’ın, seçim sırasında konuşurken, muhalif olduğunu bildiği bir yurttaşın konuşmasını sık sık, “Yaşa baba, yaşa baba!”’ diyerek kestiğini görünce; konuşma sonunda merakla yanına çağırdığını, “Yaşa baba diye bağırıyorsun, yoksa bizim tarafa mı geçtin?’ diye sorduğunu, “Bunca yıldır, anamızı belledin, başka ne diyecektim?” cevabını alınca gülüp geçtiğini anlattığı bu anekdot geldi.

İyi bir siyasetçi; öncelikle güven duyulan, donanımlı, ahlaki ve vicdani değerlere bağlı, devleti yönetme ve liderlik yetilerine sahip biri olmalı; halka hizmeti esas almalı, vatandaşlara eşit davranmalıdır. Günlük, kısa vadeli ve küçük çıkarlar peşinde koşmamalı; uzun vadeli planlar yapmalı, halkını ve geleceği düşünmelidir. Sorunları dinleyerek iletişim kurmalı, irdelemeli ve çözüm bulmalı; başarının ekip çalışmasından geçtiğini bilmeli, adaletten şaşmamalı ve ülkesinin çıkarlarını gözetmelidir.

Temennimiz; siyasilerimizin, nezaketi ön planda tutarak, kamu vicdanını rahatsız eden söz ve eylemlerden kaçınmak suretiyle  siyaset dilini güzelleştirmeleri, böylelikle birleştirici olmaları; bunun için de 14 ve 28 Mayıs 2023 seçimlerini başlangıç almaları ve yeni bir sayfa açmalarıdır.

———-+———-

Güzel Sözler :

Asalet, boyda değil soyda; incelik, belde değil dilde; doğruluk, sözde değil özde; güzellik, yüzde değil yürekte olur. Hz. Mevlana

Nezaket, sağırların duyabildiği, körlerin de görebildiği bir dildir. Mark Twain

Gerçek kibarlık kadar, iyi bir savunma silahı yoktur. E. W. Lucas

Nezaket, fikir ve ahlak kültürünün bir simgesidir. Voltaire

YORUM YAP