DOLAR
EURO
STERLIN
FRANG
ALTIN
BITCOIN

‘Tarım arazileri geri dönüşü olmayan bir şekilde elden çıkıyor.’

Yayınlanma Tarihi : Güncelleme Tarihi : Google News
‘Tarım arazileri geri dönüşü olmayan bir şekilde elden çıkıyor.’

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, “Toprak, kutsal anlamda hepimiz için ‘vatan’ demektir. Kalkınmanın ilk kaynağı olan toprak, her karışına emek veren çiftçimiz için kutsal anlamına ilaveten gelir kapısı, bereket ve can demektir” dedi.

Bayraktar, Toprak Bayramı’nın 76’ncı yılı nedeniyle yaptığı açıklamada, Pandemi sürecinde toprağın ve üretimin öneminin bir kez daha ortaya çıktığını söyledi.

“Toprağın önemini kavrayan ülkeler, artan gıda talebinin karşılanmasını, çevre ve tarımın sürdürülebilir olmasını sağlamak için tarım politikalarını buna göre şekillendirmektedir. Gıda fiyatlarının önümüzdeki yıllarda daha da artacağı göz önünde bulundurulduğunda tarım sektörü daha da stratejik hâle gelecektir” dedi.

‘Her yıl Kıbrıs kadar bir toprağı kaybediyoruz ve buna engel olamıyoruz.’

“Toprak, yaşayan ve korunması gereken çok önemli bir canlıdır. Bir santimetre kalınlığındaki toprak 100 yılda oluşmaktadır. Böylesi hayati bir hususun toprak bilinci aşılanırken önemle üzerinde durulması gereklidir ve bu tüm nesillere bıkmadan anlatılmalıdır” vurgusu yapan Bayraktar şunları ifade etti:

“Ülkemiz topraklarının en önemli sorunları; erozyon, tuzluluk-çoraklaşma, tarım arazilerinin yanlış ve amaç dışı kullanımı, arazilerimizin küçük, parçalı, dağınık, çok hisseli olması ve toplulaştırmanın henüz bitirilememesidir.

Erozyon, uzun yıllar sonucu oluşmuş verimli toprakların kısa bir sürede elden çıkmasına neden olmaktadır. Dünyada aralarında ülkemizin de yer aldığı pek çok ülkede erozyon nedeniyle çölleşme tehlikesi bulunmaktadır.

Ülkemiz topraklarının yüzde 63’ünde şiddetli ve çok şiddetli, yüzde 20’sinde orta, yüzde 7’sinde ise hafif derecede erozyon görülmektedir. Topraklarımızın yüzde 90’ında görülen erozyon nedeniyle yılda 1,4 milyar ton toprak kaybedilmektedir. Bu kadar toprak, su ve rüzgâr etkisiyle taşınmaktadır. Yani her yıl Kıbrıs kadar bir toprağı kaybediyoruz ve buna engel olamıyoruz.

Erozyon, fiziki ve biyolojik çevreye etkileri yanında sosyo-ekonomik çevreye de zarar vermektedir. Tarım alanlarının azalması, çayır, mera alanlarının giderek daralması ve nüfusun artmasıyla birlikte tarımla uğraşan insanlar geçim sıkıntısı çekmekte ve göçe zorlanmaktadır.

‘Tarım arazileri geri dönüşü olmayan bir şekilde elden çıkıyor.’

Topraklarımızı kaybetme nedenlerimizden biri de amaç dışı kullanımdır. Her yıl binlerce dekar verimli tarım arazisi; konut, sanayi, turizm yapılaşmaları, kara yolu yapımı ve hobi bahçeleri kurulması gibi nedenlerle elden çıkmaktadır.

Ülkemiz topraklarının organik madde açısından yüzde 65’i çok yetersiz, yüzde 25’i orta, yüzde 7’si iyi ve yüzde 3’ü ise çok iyi durumdadır yani topraklarımızın yaklaşık yüzde 90’ının organik madde yönünden yetersiz olduğu görülmektedir.

Tarım arazilerimiz en büyük zenginliğimizdir. Arazilerimiz gelecek nesillerin bizlere emanetidir. Bizim görevimiz günü gelene kadar arazilerimizi korumak, geliştirmek, durumunu iyileştirmek ve zamanı gelince de sahibine yani gelecek nesillere aldığımız gibi bırakmaktır.

Ne yazık ki tarım arazilerimiz 27 milyon 856 bin hektar iken son 30 yılda 4 milyon 720 bin hektar azalarak 23 milyon 136 bin hektara gerilemiştir. Bu alanlar geri dönüşü olmayan bir şekilde elden çıkmaktadır. Bunun dışında arazilerimiz çok parçalı hâle gelmekte, her geçen gün üzerinde ekonomik üretim eskişehirescort yapılabilirlikten uzaklaşmaktadır.”

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, atıl durumda bekleyen 2 milyon hektar civarındaki hazine arazisinin acil olarak tarımsal üretime kazandırılması gerektiğini söyledi.

YORUM YAP