Manisa’da eğitim kampüsü için yerel bir gazetede (Hayat Gazetesi) 19.04.2013 tarihinde ‘Veziroğlu Yerleşkesi ve İmar Planı’ başlıklı bir yazı yazmıştık.
Manisa’ da pekçok kişi Veziroğlu yerleşkesi için büyük heyecan duyuyordu. Biz ise bu alanın böyle bir proje için, – göz kararı bir bakışla bile-, drenaj, imar ve tarımsal bütünlük açısından Manisa’nın gelişimine uygun olmadığını düşünmüştük. Ama şehirdeki herkese neredeyse çok iyi bir fikir gibi görünce, ‘herhalde büyük bir yanlış yaptık,’ dedik…
Yine de uyarmadan edemedik, ‘çok aceleci olmayın, böyle bir yatırım projesinde önceden alt-yapı ve zemin etüt çalışmalarının tamamlanması gerekir,’ dedik…
Nitekim, yaklaşık 7 ay sonra D.Sİ., ‘burası tarım arazisidir, bir de suyolu üzerindedir,’ diye görüş bildirdi; sulama projelerinin bütünlüğünü bozduğu gerekçesiyle, projeye soğuk yaklaşmışlardı.
Nihayet, jeoloji uzmanları da, ‘Veziroğlu köyüne eğitim alanı yapılamaz çünkü fay hattı geçiyor,’ dediler.
Bu incelemeyi yapan insanlar sahada tecrübeliler; verilerini ortaya koyuyor, masa üstünde de haritalarını açıp-inceliyorlar, yer altı-kayaçları, tabakaları iyice tarıyorlar; bilimsel yöntemlere göre iş yapıyor, boşa konuşmuyor, RİSKLERİ görüyorlar.
Yine daha o günlerde şunu yazmıştık; ‘Bundan sonra hâlâ o bölgelere bina dikeceğim diye yanıp-tutuşan, hatta hatta köylerde ileride nemalanmak için toprağı ‘çevirme’ harekâtına girişenlere artık göz açtırılmasın…’
Ama ne oldu…
Manisa’ nın ada bazında imar değşimi yerine çevreye yayıldıkça yayıldı binalar…
Yine o yazıda Yunt Dağı için, ‘(Orada) bol bol GÜNEŞ PANELLERİ kurulacak yerler var. Hatta kademeli bir sistem , panel sıra sistemleri için yerleri ayıralım, neden bu konuda çalışılmaz?’ demişiz…
Şimdi biraz biraz yapılıyor.
‘Bu bölgeye talan-vurgun hesapları yapanlara ‘dur’ denilsin.’ Gediz’ den söz etmişiz ama NİF ÇAYININ DURUMU DA İÇLER ACISI; bu işe nasıl el atılmaz; bu sorunlar için nasıl ortak bir kaygı ve uygulamaya geçilmez aklım almıyor’ demişiz..
Dikkatinizi çekerim, yıl 2013!..
Neyse, TİGEM arazisine gelmeden önce Veziroğlu’ ndaki yer için neler yapılabileceğini tartışalım:
Veziroğlu için ‘Buraya güneş panelleriyle enerjisini üreten, çelik karkas ve ara demir raflarla-açılır kapanır cam sistemleri ile büyük bir botanik bahçesi yapılabilir… Belki içinde ya da yanlarda tenis-yüzme- futbol gibi spor sahalarıyla, restoran-kafeterya işletmeleriyle çok güzel bir gezinti ve eğlence mekânları da kurulabilir…
Ya da burada damla sulama sistemiyle seracılık sistemine geçilebilir; (sera işinde de pahalı ürünler seçilmelidir.) Ayrıca yeşillik ve spor sahaları yapılabilir, hatta bahçeli-çiftlikli pansiyonlar açılabilir.
…Seralarda-yeşillik alanlarda, Gediz-Sanayi deresi, hatta hatta Gürle bağlantılı bir kanal sistemi düşünülebilir ki, arada organize sanayinin arıtma tesisinden bağlantı yapılıp, bir küçük gölet içinden seyreltmeyle daha da berrak su elde edilir ve ağaçlandırmada kullanılabilir…
Ama tabii bu görüşler ilk akla gelenlerdir, söylemek istediğimiz bu bölgeyi bir bütün olarak görebilmektir, planlama böyle yapılmalıdır;
Bakın Muradiye’den başlamak üzere Güzelbahçe’ ye kadar, Yunt dağına; bu tarafta ise bir yön: Stat, Lalelik, Yeni Mahalle, havza Sultan, Eski Stat’a gitmek üzere minyatüren- tarihi bir lokomotif, turistik çuf-çuf trenlerin işleyeceği ray hattı bile döşenebilir.
Ama unutmayın buradan fay hattı geçiyor; ne yapacaksanız yapın orayı betonlaştırmamak üzerinden işi götüreceksiniz!’
Demişiz!..
Şimdi oraları maalesef beonlaşıyor.
Şimdi gelelim TİGEM lise arazisine;
‘Proje aşağı-yukarı belli gibi; 150 dönümlük bir yer eğitim kampüsüne ayrılacak. M.E.B ödeneği de hazırmış; tamam…Ancak bu işi hastane inşaatı gibi komplike ele almak gerekir; -burada kat yüksekliğini sınırlamakta cimrilik yapmanın gereği yok; akşamüstü karanlığı erken indiği için ışıklar erken yanacak, her şeyi tasarruflu ve mümkünse kendi elektriğini üretme çaresi aramak lazım.-
Ayrıca TİGEM’ de eğitim kampus inşaatına başlamadan ciddi bir şekilde taban su debisini inceleyin; büyük ihtimalle su kaynakları var orada; projede su kullanımında kendi-kendine yeten; kuyuların havuza dönüştürüldüğü kapalı geniş bir yer altı deposu, -bir de soğuk hava deposu- hatta binanın, -yangın söndürme gibi- kritik öneme sahip yerlerle vana bağlantısını yapılmış –hazır- küçük bir devir santralini kurmak iyi olmaz mı?..
Bizce bu tür komplike yatırımlar için güçlü-büyük şirketlere iş ihale edilirse doğru olur. –Oraya harcanacak para için kılı-kırk yaran ince hesaplarla ihale gerçekleşme sürecini tehlikeye atacak fiyat tespiti yapılmasın…-
Bunları yazıyoruz da çok şey bildiğimizden mi, elbette ki hayır!… Ama uluslar arası örnekleri görüyoruz. Oralarda ne yapılıyor nasıl işler yürüyor biraz biliyoruz. Yeter ki öğrenme hevesiniz olsun, internetten bakın, üniversitelerden sorun; örneklerden yola çıkıp bölgesel kalkınma-gelişme planlamalarını inceleyin…
Özet olarak; şehir ‘Yağma Hasanın böreği’ olarak mı görülecek; yoksa uluslararası değerler işin içine girerek otuz kırk yıl sonrasının planı mı yapılacak?
Osman Özbaş