DOLAR
EURO
STERLIN
FRANG
ALTIN
BITCOIN

UNUTAMADIĞIM ÖĞRENCİLERİM VE ANILARIM – 2

Yayınlanma Tarihi : Güncelleme Tarihi : Google News
UNUTAMADIĞIM ÖĞRENCİLERİM VE ANILARIM – 2

Yüksek Öğretmen Okulundan mezun olunca Doğu’da bir okula tayinim yapılmıştı, Ankara’dan otobüsle uzun bir yolculuktan sonra görev yerime ulaşmıştım. Ertesi gün sabahleyin elimde tayin evraklarım ile birlikte okula girerken giriş kapısının karşısındaki bir evin balkonundan şişman genç bir kız bana “ teze mi geldin?” diye bağırınca şaşırmıştım, kim olduğunu ve ne amaçla bağırdığını anlamamıştım. Cevap bile vermeden okula girip gerekli işlemleri yaparak göreve başladım.

Okulun başladığı ilk gün 10/ H sınıfına Muhasebe dersine girince ne göreyim, bana balkondan bağıran o şişman kız sınıfın başkanı imiş, ismi Şenay O…… numarası da 905 idi, okulun en haşarı erkekleri bu sınıfta toplanmışlardı, erkeklere başkası baş edemeyince Okul İdaresi Şenay’ı sınıf başkanı tayin etmiş, Lakabı Deli Şenay olan bu kızımız erkeklere tekme- yumruk girişirdi, sınıfta disiplini ve sessizliği sağlardı. Aynı okulda görev yaptığım Yüksek Öğretmen Okulunda birlikte  okuduğum meslektaşlarım bana anlatmışlardı. Şenay, küçük bir çocukken evlerinde yangın çıkıyor, annesi ve kardeşleri gözlerinin önünde yanarak vefat ediyorlar, sadece kendisi ve o anda evde olmayan ilkokul öğretmeni olan babası canlarını kurtarıyorlar. Ancak bu olaydan etkilenen Şenay’ın psikolojisi bozuluyor, davranışlarını kontrol edemiyor. Bu sebeple O’na ses çıkarmıyorduk.  Üvey annesi ve kardeşleri ile aynı evde yaşıyorlardı.

Dersime ve konulara odaklanmışken dersin ortasında Şenay ayağa kalkar, türkü söyler, olmadık sözler sarf eder, oynardı, kendisine gülen erkek öğrencilere tokat atardı. Ama bizim de dersimiz kaynardı.  Yapabileceğim hiçbir şey yoktu, Şenay bu, aklına geleni yapma hakkına ve özgürlüğüne sahipti. Çok efendi bir insan olan babasının hatırına ses çıkarmazdık.  Şenay, tüm öğretmenlerini çok severdi, bizlere saygı gösterirdi,  okulda sadece Müdür Bey’i hiç sevmezdi, Müdür Bey, haklı olarak disiplini ve düzeni sağlamak için hiç kimseye müsamaha göstermezdi.  Şenay o kilolu haline rağmen okulumuzun en iyi ve en başarılı atleti idi, karların ve buzların üzerinde son sürat koşar ve okullar arası koşu müsabakalarında hep dereceler elde ederdi.  Bir sene tam bir zemheri kış günü kız takımları arasında yapılan uzun yol koşusunda Şenay, önde giden Kaşka’ya ( atla çekilen kızağa) asılarak yarışmayı birinci tamamlayınca birinciliği iptal edildi ve müsabakadan diskalifiye edildi.

Okulda tüm idareciler ve öğretmenler, kızınca şu cevabı vermişti: “ Ben birinci olsaydım, bu Müdür kasılacak ve şehirde övünecek,  okul benim sayemde madalya alacaktı. Müdür, övünemesin, kızsın ve üzülsün diye kasıtlı olarak Kızağa asıldım, yarışmadan atıldım.” Güler misin ağlar mısın?  Okulumuz yeni inşa edilmişti, yepyeni bir okuldu, okulunun eşyalarını, kapılarını v.s. korumak için başka Müdür Bey olmak üzere hepimiz titiz davranıyorduk. Bir gün baktık ki 10/ H sınıfının kapısının kolu ve anahtar kısmı kırılmış, tam ben ders anlatıyordum ki kapı açıldı, Müdür Bey içeri girince dersi bıraktım, tüm öğrenciler ayağa kalktı. Müdür Bey, hiddetle: “ Bu kapıyı kim kırdı, görmediniz mi?  hangi  P………. kırdı?” diye bağırınca Şenay karşılık verdi: “ Müdür kırdı, Müdür.”  Gülmemek için kendimi zor tuttum. Müdür Bey’in yüzü kıpkırmızı oldu,  hışımla geldiği gibi yine hışımla sınıftan çıkıp gitti.  Delinin ne yapacağı, ne söyleyeceği belli olmaz. Hakkında disiplin işlemi de yapılmadı.

On binlerce öğrencim oldu, hiçbirini unutmadım, hepsini tek tek tanırım, hatta bir kısmının okul numaraları bile unutmadım. Her birinin ayrı bir yeri, değeri ve hatırası vardır, hepsi ailemizin değerli fertleridir. Şenay’ın izin ve adresini mezun olduktan 25 sene sonra buldum, bir ilimiz merkezinde P.T.T.de memur olmuş. Öğrencilerimizin en delisinin bile bir iş sahibi olduğunu öğrenince daha da mutlu oldum.  Seni hiç unutmadım  10/ H 905 Şenay O…….. ( Soyadını yazamıyorum.)

YORUM YAP