AKP iktidarıyla birlikte lügâtımıza bir çok yeni tanımlama ve deyim girdi, bunların günlük hayatımızda en çok kullanılanı ‘Yandaş Medya’ oldu.
Bağımsız ve tarafsız olması gereken gazetecilerin yandaş olarak tanımlandığı bu kavramdan utanmak şöyle dursun, bir çok basın mensubu, yazar, çizer, yorumcu, programcı bu sıfata layık olmak için adeta yarıştı.
“En yandaş benim” diye birbirinin önüne geçmeye çalışan bu kitlenin karşısına yine aynı özellikleri taşıyan karşıt grubun çıkması da uzun sürmedi.
Medya dünyasının yüzde 90’ını oluşturduğu söylenen yandaşlar AKP iktidarının her yaptığını alkışlarken, yüzde 10’unu oluşturan karşıt grup da her yapılanın yanlış olduğunu seslendirerek anamuhalefet ve diğer muhalefet partilerine destek vermeye başladı.
Ben tarafsız olması gerekirken taraf olan bu iki yandaş grubun azınlığı oluşturanlarına birbirine karıştırılmasın diye “Yancı” diyorum.
Yandaşlar 20 yıldır istikrarlı bir çizgi takip ediyor, dün olduğu gibi bugün de AKP iktidarı ve onun lideri Recep Tayyip Erdoğan ne yaparsa yapsın, hatta dün yaptığının bugün tersini de yapsa alkışlamaya devam ediyor.
Yancılar ise öyle değil, özellikle anamuhalefet partisi lideri Kemal Kılıçdaroğlu için dün söylediklerinin bugün tam tersini ifade ediyorlar.
Kılıçdaroğlu’nu düne kadar yere göğe sığdıramayan, onun en doğru aday olduğunu iddia eden yancılar, bugün 180 derecelik bir dönüşle tam aksini savunuyor ve koltuğu bırakması gerektiğini söylüyor.
Benim anlamadığım ise şu; o ana kadar 11 seçim kaybetmiş bir liderin doğru kişi olduğuna inanıyordunuz da, 12’nci seçimi kaybedince bu inancınız niye değişti?
12’nin hikmeti nedir ki bugüne kadar savunduğunuz, parlattığınız, pamuklara sarıp sarmaladığınız, halka altın tepside sunduğunuz Kılıçdaroğlu’nu seçimin ertesi günü caminin avlusuna bıraktınız!
Hadi yandaşları anlarım, onlar 20 yıldır Reislerine karşı olan herkese karşı, dün olduğu gibi bugün de tavırları net, hiç değişmediler, değişmeyecekler, peki siz yancılar, siz niye bir gecede değiştiniz, niye bir gün önce en doğru, en dürüst, en temiz, en mükemmel olarak lanse ettiğiniz insanı ertesi gün tekmelemeye başladınız?
Ben yandaş tanımından ve bu tanıma neden olan gazetecilerden, meslektaşlarımdan hep utanç duydum, ama bugün yandaşları da geride bırakan yancılardan sadece utanmıyor, nefret de ediyorum.
Ya siz nasıl insanlarsınız; bu kişi, Kemal Kılıçdaroğlu, tam 11 seçim kaybetti, son girdiği seçimi de kaybedeceği anlında yazıyordu, O’nunla kazanamayacaklarını ittifak ortakları da biliyordu, en etkili ikinci ortak dahi “Kazanamaz” diyerek masayı terk etti, buna rağmen sesiniz çıkmadı, olmayacak duaya amin dediniz, Kılıçdaroğlu’nu empoze etmeye devam ettiniz.
Yancılar; 28 Mayıs gecesine kadar savunduğunuz 11 seçim kaybetmiş Kemal Kılıçdaroğlu’nu neden 12’nci seçimi kaybettiği için satıyorsunuz?
Neden O’na 13’üncü seçime katılma ve o seçimi de kaybetme hakkı tanımıyorsunuz?
Yancıysanız görevinizi bilin, yoksa yan masada nemalanacağınız yeni bir köşe mi buldunuz?